16 Nisan 2010 Cuma

sarımsaklasakda mı saklasak.. sarımsaklamasakda mı saklasak bu erkekleri:)))


ERKEK DEDİĞİN…!!

Daha demin Can Yücel’in ERKEK DEDİĞİN adlı şiirini okudum. Öyle muhteşem anlatmış ki kadınların beklentisini… tek tek detaylamış. Var mı böyle bir erkek , kadınlar arasında bir anket yapılmalı.. eğlenceli de olur. Erkekler ve kadınlar….. ama ülkem erkeğinin yetiştiriliş biçimi bu sanırım. Pardon yetiştirilemeyiş biçimi…Toplum içinde, iş dünyasında, evliliğinde, ilişkilerinde, hattaaa taaaa çocuk halinden incelersek ne kadar çeşitlilik ve kendini bulamamışlık var çoğunda..Cesaretten bahsedip, korkan, burnundan kıl aldırmayan köselere kadar bir sürü tipleme anlatabilirim size…..hırslarıyla, yalanlarıyla, kaçamaklarıyla, inkarlarıyla, gaddar ve pervasız halleriyle erkek milleti))))

Benim çocukkenden beri hiç kız arkadaşım olmadı. Yer alamadım evcilik oynarken onların pembe hayalli öğretmencilik, doktorculuk dünyalarında. Çok canım sıkılırdı. Ben bisikletime binerdim, bahçemizde alçak boylu bir incir ağacının dalı vardı, yay şeklindeydi. Yağmurlu havalarda ağaca şemsiye kurar bakardım öyle caddemizden gelen geçene… O zamanlar araba da çok yoktu, faytonlar vardı Çanakkale’de. Hep Sırrı amca’nın faytonunun arkasına takılırdım…bir şey demezdi zavallıcık)))) bize bakan rahmetli hacı ninem kızlarla oynamamı öğütlerdi….ben çivi, meşe oynadıkça…

Hal böyle olunca gözlemci tarafım taa o yaşlardan bu yaşlara gelmiş erkeklerin, ne sebeple ne yaptığını, ailesinin vaziyetinden, başaramamış oldukları hallere kadar yaşayarak gördüm, izledim, dinledim. Başaranların altyapılarında ki özgüvenlerini adım adım nasıl geliştirdiklerini, büyüdüklerini, yaş sendromlarını atlatabilenlerin evliliklerinde, ailelerini kötü giden şeylere rağmen nasıl kaliteli temsil edebildiklerini, vizyonlarını korumak şöyle dursun, örnek teşkil ettiklerini seyrettim, nefessüs ettim…imrenerek hem de…

Kendini yetiştirmek ve kendin olabilmek apayrı bir meziyet. Kendinle anılacaksın bir kere…yaptıkların olacak, mücadele ettiklerin olacak ve bunun içine hile, kötülük, alavere dalavere karıştırmamış olacaksın….yalnız bile yaşasan, bir düzenin olacak… düzenden kastım dağınıklık, pislik değil….ev halin…evinde geçirebildiğin yalnız hallerde ki düzen…varlığınla, yokluğunla saklanabildiğin, kuyruğunu dik tutabildiğin, yemek yapmayı bilmesen bile sipariş edip yiyebildiğin…dışarıda yemiş olsan , bir kadeh içkini, bir film izlerken, dünkü gazeteleri okurken, veya sevdiğin bir kitap her neyse kendi kendinle serseriliğe, berduşluğa ve sarhoşluğa vardırmadan içebildiğin…. Ertesi güne ne giyeceğine karar verip, yakıştırabilen, çamaşır makinesini nasıl çalıştırabileceğini bilebilen, kendini hobilerinle eğleyebilen erkek tipleri kadından ne istediğini de biliyor. Diğerleri gibi değil onlar…kendilerine zaman ayırıp, toplumsal düzeyde de nasıl algılandıklarını saygıdeğer olmak adına fark edip, uygulayanlar onlar….nezaket sahibi, bilgili, başarmış, şık dolayısıyla özgüveni gelişmiş, rezilliği sevmeyen ve herhangi bir kargaşaya sebepte olmayan kişiler bu gurup..!! tabi çocukluklarında seyrettikleri anne ve baba görüntüsünün etkisi olsa gerek diye de düşünüyorum..

Diğerleri tam pervasız gurup… ooo hooo keyfe keder mi desem, gamsız mı desem ne desem??? Olsa da olur, olmasa da ya da olunca olur diye düşünen.. ev hali diye bir şeyi umursamayan, nereyi bulsa orada kalan, kendinden, ne istediğinden bi haber…kadını eğlenceden sayan ya da birkaç işini gördürüyorsa o an için varlık edinen tam sorumsuzlar..!! Hem arkadaşlarını bıktırırlar hem karılarını. Bencildir egoları.. önemli değildir onlar için aile , vizyon, bir aradalık, paylaşım..bir sofraya oturma, misafir ağırlama, bir Pazar keyfi…onlara ihtiyaç paradan doğarmış gibi yaşatırlar. Verirler karılarının ellerine 3, 5 kuruş gerisi Allah kerim. O kadın öyle kendini yaşar evin içinde. Azıcık söylense bir de yer sopayı oturur aşağıya. Komşular duymuş duymamış, millet o aileyi aileden saymamış bunun temsilini düşünemeyecek kadar kendine saygısı olmayanlardır bu tiplerde…kendine saygısı olmayınca bir insanın, başkasına saygı duyabilir mi hiç??? Yaptığı iş her neyse orada da öyledir.Çalıştı işte, kazandı kazanmadı, akşam olacak o kafasına göre kimseye haber maber de vermeden, estiği gibi kendini yaşayacak aaammaaann diyerek hem de…. Karısını da boşamaz kim yıkayacak çamaşırını?? Arada sırada da olsa gittiği bir ev var. İçindekinin canı ne ister umurunda mı??? Gerçi çoğu da boynuzu yiyiyor bunların ama kadın bunu çok gizli becerebildiği için buncağızların haberleri olamıyor….malesefff….daha doğrusu karısını öyle küçümsüyor ki, öyle önemsemiyor ki zannediyor ki kimseler önemsemeyecek…. Dünya halleri işte…Rabbena hep banası yok bu dünyanın.

Erkek tiplemeleri))) Bekar erkekler var ama bunlarda aralarında 5, 6 çeşide ayrılıyor. Küçük bekarlar, büyük bekarlar, ayrılmış bekarlar, zengin bekarlar, fakir bir baltaya sap olamamış bekarlar vs vs…!! anası yüzünden evlenememiş olanlar, ameliyat geçirmiş olanlar, iş kuramamış olanlar, iflas edince karısı kaçmış olanlar, kumar oynayanlar,kendini ağaçkakan sanan hovardalar…!! Çeşitliliğe bak sen!!!!!

Üzerinde bir sürü kötü huy taşır, sevgisizlikten bahsedip bir de iyi kadın arar. Bulur da haaaa, bakakalırsınız bakın şu işe diye. Kadının hayatını da mahveder, ardına bile bakmadan gider. Kadın onu öğreninceye kadar atı alan, üsküdar’ı çoktaannn geçmiştir. Bir de zengin kadın kovalayanlar var bak.. parasını yiyecek akıllım))))) yaşlı kadın sevenler cabası.ooffffff aman yahuuuu şimdi kadını yazıyor olsaydım para sevenler, mevki sevenler, kanaatkar olanlar, ve sadece sevenler olarak guruplayıp yazardım)))) onların davranış biçimlerinden değil, duygularından ve bu duygu yollarına giden ara sokaklardan bahsederdim. Ne zor erkeği anlatmak… keşke adına ADAM deseymişim. O daha derli toplu, kısa ve net bir yazı olurmuş.

İflas eden gururlu erkeklerden bahsedeyim. Çok şımarıklıktan iflas edenlerle, bahtsız bedeviler olarakta ayrılıyor bunlar gerçi. Ben bahtsızlardan bahsedeyim bari. Şımarıklara müstehak çünkü. Yarınını düşünmeyen kovalaklar sizi. Bahtsızlar bir de iyi insancıklardır. Kendi hallerinde. Yardımseverdirler de. Kefil falan olmuşlukları vardır. Arabalarını emanet verip kaza yapan arkadaşları üzülmesin diye de kendileri tamir ettirirler. Düşkündürler çoluk çocuklarına. Elleri dolu giderler evlerine de misafirliğe de. Görgülüdürler. Parasızlık en çok burada canlarını acıtır. İçlerine kapanırlar bir şey alamadım diye utandıklarından. Her bir aksilikte gelip onları bulur. Karılarına mahçup yatarlar. Bir yürüyüş bahanesiyle bir paket sigara içip, içlerine gözyaşlarını akıtıp dönerler evlerine… Bekarları yazacaktım gerçi. Bekarlar korkularını atıp, bir daha teşebbüs edecekler de, o vakte kadar da kimse istemez onları yanlarında, borç isteyecek diye, beşelçiye çıkar adları da.. Kız da vermezler onlara)))) bir zaman serserilik yapıp düzelirler eğer sorumlu bir ailede yetişmişlerse. Bu da normaldir. Kolay değil varlıktan yokluğa düşmek.

Ya aldatan erkeklere ne demeli. Her halükarda aldatmak fena bir şeydir. Ama karısını aldatanla, sevgilisini aldatan aynı değildir. Haydi karıyı boşamak kolay değil. Sevgilini niye aldatırsın mübarek sen? Arsız mısın, eksik misin, komplexli misin? Nitelikli ayrılmalardan habersiz misin? Bir kerecikte doğru düzgün duramaz mısın?

Bir de kadın erkekler var. Cinsel tercihini her ne pahasına olursa olsun yapmış. Galiba bu tabloya göre en cesurları onlar. Ne istediklerini bilip, durumlarını da aksettirmişler. Renkleri belli. Onlardan korkulmaz çünkü onlar zaten ürkektir. Ayyy ben bu yazıyı burada bitereyim. Yoksa bitmeyecek çeşitlilik.:))))))

Hoşça ve dostça kalın..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum yaz