27 Haziran 2013 Perşembe

TORPİLLİ OROSPU

ne kötüdür içten pazarlıklı insanlar sinsilesi... iş hayatında   veya aşk hayatında.... içlerinde hep bir menfaat, insan kullanma, nerede işine yarayacağını düşünerek, göz süzme.. en çok tiksindirende bu huyların bir mavi hüviyetli de olması... hadi pembelere orospu deyip geçersinde.... bu kepazelere ,ben kelime bulamıyor isem başka hatunlar nasıl yensin içindekileri....   nasıl sinsi ,nasıl aslında konuya vakıf değilmiş, geri dururmuş gibi sessiz, nasıl güya hiçbirşeyle işi yokmuş gibi dahildirler ,gittikleri değil,karı gibi götürüldüldükleri yerlerde.. bir vajina başı beklerler... önce teferruata girerler proje adamıymış gibi...  kıçın kıçın yerleşen beleşçiler vardır ya.... bazen evlerini açmak olur gayretleri.... eskiden pezevenk denirdi bunlara... özellerini satarlar herkese ,ikramsızlıktan.. bir derin süzüş vardır gözlerinde onun bunun karısına..''seni ben ,ççokkk iyi anlıyorum'' dercesine...soytarı maskeli ,suskun piçi oynarlar... anasına küfretsen boşa gider,,,  bunlar patron olamazlar, emir verirsin yaparlar,,,ama öyle nankördürler ki, yerinde gözleri vardır, bilenerek yaparlar, çirkef örgütçüdürler cahillere.. koynunda yılan beslersin ekmek verirken... iyisindir gönlün yetmez, biri anlatsa inanamazsın ,anlatana kesersin cezayı ... tecrübelerine yenik düşersin... bilipte söyleyene değil de... o susan orospuya acır, kendini kerttirmeye devam edersin... bir gün gözün açılır sindiremezsin... hayatından , acıyıp da yok edemediklerin tazminat ister dövemezsin, bereketleri olmaz,saltanatları hiç olmaz, referans mı ??? vasıfsız elemanlar da zaten aranmaz.. önce kimse seni duymaz.. ama zaman  , ama sabır, ama  tecrübe dersen dökülürler sapır sapır... yaaa böyle oldu bunu yaptı,  çaldı.... evdeki karı da gitmiştir ara yerde... bilemezler... bilmiş olanlar ise  söyleyemezler...

 erkeğin orospusu başka birşeydir.. erkeğin tenezzüllüsü, kaypağı, satılmışı... eziği.. hiç bir şey başaramamışı.. müptezeli.. ürkünçtür... 3 kuruşa muhtaç ile 3 kuruş için yapanı ayrışır...ailede var ise ,insancıklar rezil olmamak için savaşır.. o kendini önemli sanır..   ,şımardıkça şımarır... hayırlı evlat derler ya... yukarıda ki  eminim şaşırmamıştır...  bir bütçeyi haybeden sömüren ,kemirgenler ,deşifre edilmediklerinden ,hayat devam edecek sanır...    bu kentte bedava yaşayan herkes benden nasibini illa ki alır...


HARİKA SAN

26 Haziran 2013 Çarşamba

çokluk tahrik edici ve ittirici bir etkendir...

***krediyle iş yapıp umuduna yenilmemektir hayat.!!
***onlar hiç dokunmadılar birbirlerine , hep değdiler...yanyanayken ,içiçeydiler..
***korkakla oyun da adranelin olmuyo...:(
***ben okyanusum, sen ise içimdeki deniz.....
***kendine ,iyileşmeme cezası verenler var...
***aklım, fikrini takip etti ve gittim beeennnn
***kendisiyle kapkaççılık yapıyor, çaldığı ruhu saklıyordu...
***her gün kelebek olunur...
***oyalanmamakmış sevgi...
***o artık tanıdığın ,o değil dediler, o yabancıyı yine sevdim,unutana kadar..
***samimiyeti olan sevgilerin içinde masal kahramanı gibi yaşıyor insan.....
***o maskeni de kesersem, yüzsüz kalırsın..!!
***kimi kendi dünyasında, kimi de başkasının..
***seni kendine getirmeye geldim, bende kalmışsın...
***ya da, ben seni unutmadıkça,sen beni unutamazsın,gibi bişiii.....
***bütün gönderdiklerimiz bizdendi ondan özleriz... ondan özleriz kendimizi...
***                               artık sözleri deil, hayatı paylaşmak istiyorum
***karşılığı olan herşey, başarılıdır..
***en güzel çözünürlük sevgidir, at kendini içine...
***bitmiş hesapların sağlaması olmaz ki..
***ödediysen sorun yok.. borçluysan sen düşün.....
***öde, gez, alışveriş yap, dön gel .... hayat..
***bir kalemtraş yok diye, ne defter ne de kalem iş görüyor...
***kitabın adı : pembe akıntı...
***yaradılışında ,kaliteye duyarlılık olsa da sağırlığını yenemedi...
***sevgilinizi merak edip duracağınıza, en gevşek ağızlı arkadaşıyla kanka olun...:))
***terbiyesizliği diz boyu olanlar bi derece de, boyunu aşanları napmalı.....???
***bu şehirde,çok kazanıp,çokda kaybetmiş insanlar var.ama ben onların yokluktaki,kaliteli zenginliklerini çok seviyorum. dolu dolu çokluk işte
***yazarken ,kendimi piano çalıyormuş gibi hissediyorum...
***tekrar konuşana kadar sustum :))))
***yanlışlıkla yaptırdım aynısından .... :)
***hiçbir ÖZELliği kalmayıncaya değin harcadı hepsini... ondan öğrendiği gibi...
***ve en güzel cevap hatırlamıyorum tabi ki de .... :)
***madara olacağını bile bile ,insan sevindirmeye çalışmak, hangi hastalığın türevi acabaaaa ??
***bir paragraf kepazelik olsun bu yazının adı...
***etrafındaki tırı vırı sevgiler yeter sana ,çıkıntıya gerek yok..
***merak ediyorum ; aynaya baktığında ne görüyordu...
***organların en hakarete maruz kalanı bile, önemli bir işe yarıyor yahu..!!
***geriye iz bırakmadan seviyorum seni....
***kendi canavarlarını yaratan kadın,,, haydi şimdi onları,meleğe çevir...
***olur arada her ruhun bir çingeneliği...
***yok olmak güzeldir...
***gittiysem doymadan dönmem, doyduğumda da yer desen yemem.....
***ayy ööff amannn işte.. zor kalın tehlikeli vede emniyetsiz yani..
***1 dakika ile kurtulur, kazanır,mest olur, ya da ölür insan ömrü... geç kalma yeter ki..
***hem sidikli, hem sıçakiyi ne sevmek ne korumak yakışır bize,,, yatır falakaya ... adamlığı öğrensin...
***hayat... tam da içinde, kendi etrafımda neşeyle dönmekteyim....
***çeşitliliğin bolluğuda yoruyor insanı...
***an itibarı ile ilhamım tükenmiştir... biriktirip dönmeli....
***dönüşebiliriz, değişebilirizde kendiliğimizden... ama biri istemeyecek bunu bizden..!!
***şehre yazmak ..... seni..
***hep çok içtik... ama kendimizi kaybetmedik, tersine, kendimizden verdik...
***kendini dinlemeye cesaret edemezdi... korkutuyordu o gür ve gerçek ses...
***bir ses vardır; unutmak için kalabalık ya da gürültü yaparsın.. o bir ritmin içinden çıkar geliverir sana...ansızın..
***evde coşku çok anlamıyormusun....
***başka duacın olmaz.. evrende ses birliği olmadan nağmen okunmaz...
***yanlış zamanda gelmiş olabilirim, ama hep doğru zamanda giderim..
***kukla ve çizgi film karekterleride başroldeydi,, ama kadın bu sefer aktör seçti...
***veresiye yazma,, peşin al dostum..
***şu, profilime kim bakmış hikayesi ne saçma.. farzet sana bakmış ,,,, ulan 50 kişiye bakıyo gavat... nolmuş sanada baktıysa neye seviniyosun!
***o sebepledir ki özel hissettirenle ol.....!!! sevgisinde gerçeklik ve adap olsun... şımarıklık deil..
***her benimle oluşunda maskesi düşüyordu... yüzü olmadığından da pasifize oluyordu...
***gün ışığını, gece lambalarında seven kadın; ben yani...
***karanlıkta bir mumum ama dibime faydam yok...
***MMMM belki de emanete ihanet edip firar zamanıdır... kimbilir..
***bir soyun, yarı deli, ormana atılmış, çoban haliydi...
***oraya baktığından değil... oraya da baktığından.. gece çökünce azalır insan tanesi..
***kimm biliiirr nerde ne zaman ve kim tarafından.. kime neki bundan.....
***ben ararsam uyuyodur, herkes için ayakta olan...
***el lezzeti denilen bişi var, yan lezzeti de...
***oysa kimse sevmiyor birbirini, zamanın içinde ayak bağı hatta seçilenenler.. yalnızlığa inat, zaman geçirilenler,
***bu gece ki aşk; parmaklarımın değdiği klavye... nasılda karşılık veriyor..
***güneş ışığını ampullerde, ay ışığını ,gecede seviyorum...
***öbürünü umursamadan , iki kolunda iki kız...adamdı beeeeee...... ppehhhh habersiz bedeller ödeyen adam..!!!
*** tam zamanında.... sarıverir seni... üzenlere inat.!!
***pislikten al gözlerini kadın,, güzel şeyler öbür tarafta........
***sevgi adamı, ayrılıkta bile kadının incitmeyen,asil olandır...
***her g...t aynı işe yarıyor ama bu g...t biraz farklı..
***cici kız halime dönüyorum cici çocuklarla ve bu kaka çocukla konuşmuyorum... kimsede takmıyor zaten..
***kızzllaaarrrr,, dokunun ve dokundurun,, öfkeye iyi gelir :))
***alkolizm,mazoşizm,sadomazoşizm... keyfingen :)))
***elbette tabiki daima derhal hemen...
***mutluluk edilgendir... sever rabbim beni.. ve sevdirip yollar...
***bu izni veren ile sonsuza kadar gidesim var..!!!
***daha güzel şeylerde yazabilirim,, ama niye sevinesin ki..
***meramın yetmediği yerlerde başlar ihanetler..
***ve de her hiçe sayış bir tercihtir.. sonrasında tercih edilmek istememek kaydıyla..
***istenmeyen yere davulcuyla zurnacı bile gitmiyor bu devirde... o sebeple herkes istendiği yere... değer gördüğü yere..
***bazı şırfıntılar, sevgilileri var iken niye eski sevgiliye dadanırlar ki...... modern ihanet mi?? entelektüel fantezi mi.. hadi yeniden mi
***ötelediğin birini, karşılayan diğeri muhakkak vardır..!!
***ricalarınız sevdiğiniz adam da karşılık bulmuyorsa, özür kızlar... sevilmiyorsunuz.. umursanmıyorsunuz ,,kabul buyurun :)
***bilmek; öldürür.....!!!!!!! bildiriniz..:)

SEVGİLERİMLE

HARİKA SAN

(MAYIS AYI TWİTLERİ)

BU MASAL BAŞKA MASAL... RA-RİKA

bir varmış bir yokmuş,,,, kiminin kahpe dediği, kiminin de doyamadığı tek bir dünya varmış. bu dünyanın içinde kimi memur, kimi esnaf, kimi işçi, kimi patron,  kimi anasının, kimi de babasının oğlu olarak yaşar gidermiş...  ona göre de kazançları varmış.. gel zaman, git zaman bu eril kişiliklerin kadın sevme zamanı gelmiş... kimi kendine göre, kimi kazancına göre, kimi kafasına göre, kimi gönlüne göre , kimi bedenine göre, kimi gününe göre, kimi de ailesine göre sevecekmiş... işteeeeeeeee uzun hikaye, işte uzun mukayese burada başlamış.. aciz eriller,güçlü dişilere yönelirken, güçlü erillerde aciz dişileri seçmiş.... ya da güç ailede ise denk düşen ailelerin şeysileri seçilmiş... ( yorumsuz çoklukta), para az ise, ona göre azlar , güya kanaatkarlar seçilmiş.. zaten sonradan alışılmış ya da bıkılmış... irdeleyenler, üzerine düşünenler, bağımlı ,ezik ve hazırcılar 3'e 5'e ayrılmış...küme küme insan çeşitliliğinde ya devran şaşmış, ya da insanoğlu,,,, denklik ortadan kalkmış, terazinin topuzu kaymış... insanoğlu anlamaya çalıştığı şeye bazen kader demiş, bazen neden demiş, bazen tecrübe edinip ,aynısından bir daha yapmış, ya da yapmamayı seçmiş... az olunca , anlamak kolaymış,, çokluk olunca her bir keslerin aklı karışmış.... ama her biri ne kadar akla sahip olduklarını ve ne kadarını kullanabildiklerini bilmediklerinden , yada kullanmaktan korktuklarından, değiştirmek istedikleri devranın, değişmez ,istikrarlı, itaatkâr üyesi olarak bulmuşlar kendilerini... işşteeeeeeeeeeee yalan burada başlamış... kendisi gibi olamayanların, kendini bilmezlerin , onun bunun ,hayatlarına dahil olanların isyanları başlamış... ne emmeye ,ne gömmeye, ne itiraf etmeye derken, ülkede, ve insanın kendi ülküsünde kavgalar başlamış... ucundan dirilişlerine hastalık adını verip, ayamayan bu kesimin muallağı devam ederken, ben varım, bu böyle, ve kendim gibi yaşamaya karar verdim diyen öbür kesimin yolları kesişmeye başlamış... diriliş, kabul ediş ve değişim içiçe girmiş... girmiş girmesine de.... yine değişimdekiler ile acizler, cesurlarla denk düşse anlaşılabilirlik, daha bir açıklayıcı ve anlaşılabilir olabilirmiş, ama olamamış bir türlü... belki de olamayacakmış hiç bir türlü...!! masal bu yaaa... illa uyum yasası olacak ya... aidiat ise başka bir türlü ya... seç beğen al çokluğunda hayat devam edecekmiş... etsin de etmesine ................... pekala bu kavga niyeymiş......

ortada kavga mavga yokmuş aslında... dünya halleri işte...bir insan ile, bir şey yapılırmış meğer... bir insanla herşey yapmak istemenin, yapmak da değil, yapma mecburiyetinin getirdiği kaos, sarmış tüm inandırılmış,mecbur edilmiş bilincimizin taaa altını... o masalın vuku bulduğu  GEZEGENDE yaşayanlar böyle kodlanmış... hep aynı rüyalarında, aynı girdaplar, hayallerin de de halüsinasyonlar varmış... gerçekler uzaklarındaymış... çünkü bilinçleri buna uyarlanmamış,uyumlanmamış,programlanmamış, bi çare mutlu şizofrenler gibi ,içgüdüsel bilgileri, hisleri, formüle edemeyen, bu azınlık deneyim grubu olarak kalacakmış ki ,,,,izah edebilsin...

 bu dünya hallerinde , herkesin bir rolü olduğu kadar, görevi hatta görevleri de varmış..kimi iç açıcı, kimi şifacı,kimi maskot, kimi arabulucu,kimi unutturucu, kimi eğlendirici, kimi düşündürücü, kimi buldurucu, kimi karıştırıcı, kimi aldatıcı, kimi idrak açıcı, kimi teşvikçi, kimi al aşağı edici kimi zamansız alarm gibi boş yere uyandıran, kimi açıkgözlülükte adam kandıran,... öyle bir zincirmiş ki bu..!!!! kopuklukta bekleştirici,,,,, tekrarda, azmettirici.. yer temin edeni, satanı,cana kast edeni ,öldürmeye teşebbüs edeni, hatta sonuca gideni....... kimi beraattan  ahlı, kimi müebbetten cezalı , kimisi de ebediyen zanlı, düzen böyle deyip, düzüle düzülleeeee yaşarlarmış hayatı,,öbürkünü düşünüp...!!! (öbür hayat)  parantez içinde ifade edilirmiş, hemen anlamayanlara cümleler.. öyle ya... ne zeka, ne tecrübe, ne yetenek de bir değilmiş bu çeşitliliği bol dünya da . empati yapabilenler yapamayanlar, yaşanmışlıkları yetmeyenler, ders alamayanlar, düşünemeyenler, düşündüklerini söyleyemeyenler, lafı olanlar, boşverenler, veremeyenler , gibi bollukta  ,,,,derin düşünce  ve detay vermek vazife imiş.. oysa herkes eşit imiş :)))))) güleyim bariler biriktiğinde ,yazmalar bitmez imiş.... :))

ççookkkkkk ve de içten ve de  gerçekten SEVGİLERİMLE.....

HARİKA SAN

25 Haziran 2013 Salı

BİR PLAJ GÜNLÜĞÜ.. :)

bu kenti neden bu kadar sevdiğimi bir kere daha yaşadım.. herşey elinin altında... balığı, sebzesi,denizi,kordonu,cafesi,restaurantı...heryer yürüyüş mesafesi, yeni kordon olduğu gibi plaj...!!

bugün tuzlu su birikintisinin seftesini yapayım istedim,, hava o kadar sıcaktı ki evde olmanın anlamı yoktu... tek başıma olmaktanda keyif alabildiğim için ''yürü kızım harika'' dedim . dabakoğluna alışkın değilim, Boğaz'ı istemedim,eski belediye plajını güzel yaptıklarını,duydum . herhalde 35 sene olmuştur gitmeyeli,haydi oraya gideyim dedim... iyi ki de gitmişim.. çim var ,kum var, gölge var, şezlong var, minder var...spor aletleri var, beach voley var... şaşırdım da kaldım.. ne kadar büyük alanmış.. çekine bakına yürürken,bir ağaç gölgesi kestirdim ,cafeye yakın olan..   yer minderilerini aldım bir de sehpa.. sıra kahvemi içerken ,göz ile etrafı keşfetmeye gelmişti..  kitabımı sigaramı telefonumu dizdim önce.. derken bir hanımefendi '',yalnızsanız oturabilir miyim'' dedi..... ''elbette'' diyerek davet ettim. böylece merak ettiğim şeyleri de ,kendisine sorup öğrendim :))  aldığım keyfi anlatamam....  bir grup voleybol oynuyor, yaşlı teyzem ağaca yaslanmış limonatasını yudumluyor, kimi kendisini kuma gömmüş, tek başına gelmiş genç kız güneşleniyor..  kimi geçen yük gemisinin çıkardığı dalgalara doğru koşuyor, kimi birasını içiyor ..su pisti gerçi.. yani bulanıktı..  olsun varsın dedim ,bir dalıp çıkarız,maksat serinlemek olsun.. güneşlenmek olsun ,duşa gireriz daha olmadı.... sonra iki ağacın arasını gözüme kestirdim, garsonu çağırıp ,rezerve yapılıp yapılmadığını sordum,  yapılıyormuş.. hemen telefonlarını edindim....  aahh dedim hamak kurdururlar mı acaba buraya :)))) mmm çok mu olur bunu istersem?? yoooo neden olsunmuş ki :)) isteyenin bir yüzü demişler :))  ama ya çocuk bana '' az ye de çadır kur bari abla'' derse :))) yarın yine gelmeye karar verdim ama bu sefer bisikletimle.... zaten o yeni yapılan köprü çok hoşuma gidiyor, başka bir şehre gelmiş gibi,, sarıçayın kenarını ne güzel düzenlemişler, akşam eve dönerkende , kilitbahir kalesine karşı buzzz gibi bir birayı da yuvarlarsam benden keyiflisi olmaz... kitabımı falan okuyamadım sohbetten... bu şehrin sefasını benim kadar süren var mı acaba her saat.... ?? ya da benim kadar keyif alan..?? ya da kendimle mutluyum,o yüzden mi herşeyi güzel görmem.. ama şikayet edecek hiç bir şey bulamadım.. taa kiii eve dönüp,suların kesik olduğunu görene kadar :))) yağlı,tuzlu beklerken bari şunu yazıvereyim dedim...

tadını çıkarın bu kentin,,zira hepsi bir yerde başka şehir yok... böyle modern insanlar topluluğu yok,kilometrelerce yol yapmıyorsun... sudan ucuz yaşıyoruz.. her yeri ayrı güzel... güzel işte çanakkalem beniimm...  bir de sonradan bu şehre gelenler değil, halis munis hemşehrilerim bunun farkına varabilse, oturmasa kös kös ne güzel olur..birazdan da çıkar kordonda balığımı yerim ,rakı mı içerim, gelen ,geçen dostlarımla sohbetimi ederim.... ee dahaaa nolsun... hayatın tadını doya doya çıkarmak lazım... bunu yapabildiğim ve farkına vardığım için mutluyum.. belediyemiz güzel çalışmış . e artık birde benim şu sokağın adını HARİKA'NIM ÇIKMAZI yapıverse ne güzel olur :)))

SEVGİLERİMLE

HARİKA SAN

yyaaa öyle işte...

bir zavallıya bakıyor olmaktan, kendini, çok aciz hissettiği,zamanlar olmuştu.. cevapsız ve şirret bir zavallı felakete yol açabilirdi, kadın biraz daha iyi niyetli davransa.   neyse ki karar ve niyet belliyli..bu karma ,çözülmeyecekse karmaşık kalmalıydı,karşıda ki netliği beklemenin bir manası yoktu.. kaypak,adi,aciz ve dışarıya farklı anlatan bir, tabiri caiz ise deyyusun ,iyi iyi yazılımı olmazdı.. herkes ne ise O..! ve o kadardı.. çünkü ortada bir yerlerde çirkin görünen o şey, daha da çirkin büyümekte idi..burnunu daha da sokar, ya da dahil olursa,dahil de olmasa hatta..... üzerine kalacak bir sürü bok ve sarpa sarma vardı işin ucunda...hayal dünyasının içinde ,kendi hayallerinin peşine gidemeyecek ,cüretsizsizlikte,bizim buraların tabiriyle a.....ık ağız denilen, yaranma politikalarının esiri.... beklentili hayatının ,kıskacına takılmış akrep.... sokacaktı kendini...eli mahkum...kaide,sistem gereği. olan biteni,olduğu gibi değil, kahpece ve korkakça ,aksini anlatan müsveddeler,boğulurdu bu kuyuda...edindiği hayatı,kadını çanak çanak anlatan eril olamamış insancıklara aslında kızıyor olmak da akıl işi değildi.. neyse ki hep çabuk geçerdi... bir musibet ,bin nasihata bedeldi...   bedel de zenginlik çok ise, kendindekini de harcayana kadardı herşey... hhaaaaaaaaaaaaaaa bir gün akıllanırsanda o nu harcayana kadar... neydi bu çirkef çaçaronluk.. bu ne ses, bu ne uslüpsüzlük diyerek... neyi yaşıyor, neye sahip,hangi güzellik olduğunu bilmeyen bir sürü yuvasız..!! ayyy özür sürü dedim... sürüye dahil sansarlar.. 

kadının yanında telefonuna bakmaz, uzaklaştığında da kadının telefonuna bakmaz....!! mmm boşver edasında,herkese aynı yalanı atan O adamın,görünen gidişatında ki karanlığa dahil olmak ...,,, hayatın her güzelliğine şükreden , ve tenezzülsüz duran o kadına göre değildi.. hani bir jigolo edinir ve huyuna hünerine bakmaz ya insan.belkide öyle algılanmalıydı.... ağızdan  ve gönülden çıkan cümlelerin hepsine yazıktı ve çok büyük ziyandı..  bunu bir yere güzel oturtmak imkansızdı ve ayakta kalmalıydı..........!!! bu emir eri, korkak,,,evet.. ayakta kalmalıydı,dikilmeli,durmalı falan değil ama... sadece ayakta kalmalıydı.. yazıktı ona....mertlikte ve delikanlılıkta kapıyı bacayı açıp ,ele güne karşı,,,,,, bi siktir etmek vardı elbette ama.......bu teşhir ve ahlaksızlığın, neresine insan denebilirdi..boşverilmeliydi,,,,boş koyulverilmeli... unicornunu reddediyorsa,cezasını çekmeliydi,,, zaten davranışları da bu cezayı çabucak çağırır şekildeydi,yapılacak şeyler azalmış,yaşanacak diğerleri yaklaşmıştı....

sırıtarak, özelini paylaşan hiçbir adamın, ağlayarak gerçeği anlatabildiği bir dostu olamazdı...!! onlar hayal ile yaşayıp, sıçarak ölecek olan niteliksizlerdi...

HARİKA SAN

19 Haziran 2013 Çarşamba

İMİŞ...miş :)

ayy yazık,, ay bunun günahı ne, ayy boşver ,ayyy bu da olur mu gibi geçen uzun yıllar ötesinden,,, ay tam zamanı ,anına gelince... kapanırdı perde ....yardımcı kötü oyuncu cezasını bulunca,mutlu olurdu seyirci... ve ona yardım eden diğerlerini ,diğer tarafta görünce,,,

 eski filmler adilmiş demek ki.. tevekkül varmış...  eee,elbette yansıtılan varda, gişe de var ise doğru imiş,film değilmiş..adil insanlara adaleti, şehvetlilere pornoyu, meraklılara bilim kurguyu,yansıtır ve seyirci toplarmış senaryo...  karakterler önemli imiş, şah imiş,gizli öznesinde iyilik kazanır imişten, mesaj var imiş... boş ve de hoş aynı anda olmaz imiş... bir doğru bir kameradan gösterilebilir imiş,, erkek ,ürkek ve saygılı iken ki kadınlar isterik değil imiş, erkek coşturursa da ,kadınlar verişken imiş... bir zamanların erkek ittirgenli duyguları meğer eski nesillerde yer etmiş imiş... büyümek ve görmek,değer bilmek imiş,,,,,,( tabi ki iletkenler de)  biri patron biri işçi imiş, biri emir verirken ,öbürü dinler imiş..... herkes rolünü ve haddini bilir imiş, bilmeyen cezasını çeker imiş,,, ve ne güzelmiş :) birgün hiç olmayacak bir zaman diliminde , tesadüfen,,,,,,,,,,, kendini mutsuz eden herşeyin, çürük ipliğini pazara çıkarıverir imiş BAZI SABRI DOLANLAR  ... ama önceden söyler, ikaz eder imiş..... dinlemeyene davul zurna az imiş... sivrisineğin konumuzla alakası yok imiş... ve günah zaten bütün ekipten çoookkkkttannnnnnnn gitmiş imiş :))

KOLAY OLMAYACAK,HAK EDENE YAŞATMAK

HARİKA SAN..

18 Haziran 2013 Salı

BEKLER BENİ ARKADAŞLAR ,YOLCULUK VAR....



kendimin, bireyselliğini, fark ettikten sonra başladı yaşam... nüktedansı zaten,herşey kadar.YAŞAM dilimlerini düşününce, nereden kesilip, bölündüğünü de anlıyor insan...en lezzetli dilimleri kimin ve ne için yediğini de...
bazıları büyüyüş diyorlar adına, bazıları tecrübe,bazıları kendini buluş.... kaybedenlerle zaten yok işimiz... yani kaybederken ,kendilerinden geçenler demek daha doğru.. bu kişiSEllik değil haaaaaa bireysellik...!! yani bu sahnede oyununu oynarken,,, kendini olanca açıklığında, oynayabilmekte ki hüner.. seçtiğin ya da sunduğun rol ile bütünlük içinde kendinsel olma sadeliğinde bir sunum... bireysel olma hali ; kişiselliğinle bütünleşen, iyi oynanan, rol manasında kullandım... sözcüklere yeni manalar yüklemek lazım belki de yeterli olmaları için...... pek bilirim ya...:) deyip ,yine kendimle dalga geçmek istemiyorum bu sefer.... aydınlanmış ve aydınlık olduğumu biliyorum.. belki geceyi sevmeme sebeptir...,,,,, geceyi sevenlere ışık olmak.. derinden gelen seslere kulak vermek lazım... ''ısrar etmeeeee'', ne sözde, ne düşüncende, ne dileğinde...  akışına bırakarak ama salıvermemişliğimizde ki,bilinci ,sevgiye kullanarak devam etmek,, akarak.. gürül gürül enerjiler üreterek...

sevgiler

HARİKA SAN

17 Haziran 2013 Pazartesi

RTE BAK KİMLER GELMİŞ..??

ve direnişte 3. hafta..... herkeste, yarın ne olacak, başbakan ne yapacak da yine halk coşacak, bunları hangi fikre göre yapıyor, neresinden kazanacak, devlet bahçeli niye oturuyor, kılıçdaroğlu niye koşturuyor, Avrupa parlamentosu ne demiş, dünya , bu konuya nasıl yaklaşıyor,, bizim sanatçılardan kim destekçi, , hangi kesimi etkilemiş,, hangi tv ,olayın hangi tarafını göstermiş... ali koç divan otelin kapılarını niçin açmış,, öbürleri niye kapatmış ya da sessiz kalmış?? halkı,birbirine katıp katıp,yine sinirlenen başbakanın, kullandığı ilaçların yan etkileri nelermiş,,, vah tüh bu hastalık onun psikolojisini mahvetmiş,,, tomaların suyunun içine atılan madde ne imiş, zararları nelermiş... sonradan baş gösterecek etkileri var mıymış,,, polis kasklarının üzerinde ki numaralar niye silinmiş.. küçücük sıyrığı olan polis yaralanmalarıyla, gözü kör olan ,bacağı kırılan ,nefessiz kalan halkın yaralanmalarında, daha çok haber yapılan sıyrıklılar ,bizim güvenliğimizden sorumlu polislerimiz değil miymiş.... GEZİ PARKININ İŞGAL ALTINDAN KURTULUŞU gibi mücadele verdiğini falan mı düşünüyor RTE?? nasıl senaryolaştırıp da ,bazı kesimi böyle etkileceğini mi düşünüyor hala yoksa..... farkında değil mi ki,seçmenler büyüdü!!!!   23 nisanlarını, 19 mayıslarını, yasakladığı ,kendisi iktidara geldiğinde 10 yaşında olan minikler büyüdü..!!!!!!!!!  ilk ses, ilk teşebbüs, ilk direniş bu İNDİGO çocuklardan geldi... (bazı çevrelerce dünyaya belli bir misyonla (dünyayı değiştirmek, barış getirmek vb, geldiklerine inanılan çocuklar. enerjilerinin çok yüksek olduğu söylenir.)  ve MÜMİN SEKMAN'IN dediği gibi  • beyin açık havada ve ayaktayken daha iyi çalışır. önemli kararlarınızı açık havada yürürken alın...... tam da bunu yaparak ,eylemlerini sonuca vardırmak isteyen saygılı çocuklar... kışkırtıldığı halde, sadece sloganlarını söyleyip, yürüyen, oturma eylemi yapan.. günlerce gözleri ve vücutları gazla yanarken, sırılsıklam ,kururlarken direnen ,büyüklerinin desteği,izni ve katılımıyla ,direnişe devam edenler onlar....  çünkü bu yaşlarında bir fikirleri var...ve büyüklerinin saygı duyduğu fikirler.... ifade özgürlükleri var, bizim çocukluğumuzdakinden farklı olarak.. bilgisayar başında ,anti sosyalleşiyorlar dediğimiz, sosyal medyayla haber ağı kuran ve direnen gençlik...

ben daha bizim mahalleden, ya da arkadaşlarımın eşlerinden, ya da Çanakkale de ki diğer sözü geçen abi ve ablalardan ,bu eyleme fiilen katılanları görmedim desem yanlış olmaz, elbette istisnalarda kaideyi bozmaz..... gençlerin arasında ve kendi haklarını savunmak için ,( hak verilmez, alınır ,,,demek için) eyleme katılmak varken.... eski usul ve eski alışkanlıklarla............ ,,,,,,,, onlara verilmiş haklara boyun eğerek ve madem öyle anlayışıyla, kabullenmiş ,oturma eylemlerinde ,,onlara da başarılar diliyorum....

yeni bir nesil gelmiş ne güzel..!!!  bir 10 yıl daha yaşarsak onların arasından bilge ve halkı için ne istediğini bilen bir liderle yönetilmek ne güzel..

şimdilik, tayyip ne demiş, ne yapmak istemişlerle devam edelim..... hükümet istifa tabi ki..... ama lider bulun haydi yerine??? gidecek gitmesine de..... bu gençler evlerine nasıl geri dönecek... başarmış olarak mı?? direnç göstermiş olarak mı?? birleştirmiş olarak eveettt..... göstermiş olarak evveett..... YAŞA BEEEEE TÜRK GENÇLİĞİ.... her şerde bir hayır vardır... siz hayırlı evlatlarsınız... bu ülke bu direnişinizi sevgiyle kabul etti ve değişecektir..

Kimin her şeye gücü yeter, bilir misiniz? Çocukların. Çocuk güvensizliği, korkuyu bilmez, kendi gücüne inanır ve tuttuğunu koparır."

Paulo Coelho



SEVGİLERİMLE

HARİKA SAN

14 Haziran 2013 Cuma

13 HAZİRAN....



 gecenin bir vaktinden sonra,,, vakti geçmiş eski yaşımın, vakti gelmiş yeni yaşımla, yer değişme anında, şükürler ve sevgiler dolusu anılarımın içinde kalacak , gözler, sözler ve eylemlerle, bir  gece yaşadım... her güzellik de, silkinerek ağlamakla geçti   ...her tebrik, her temenni, her kucaklanmam her pasta, her ikram... ............................... çok güzel çakmağım var artık boyacı rakıptan...... en güzel kaşar pane   idiiiiiiiiiii melih abiden... midyeci vedat ....... saolasın evlat... erdo baba... sevgili aydın...'''' !!!!! kavalaaaaa......  klarnetini sevdiğiimmmmmmmmm hüsnü:)) orkideeee............ canım  canım işte sevgili marketim... aydan ve murat...
evlatlar sona gelmedi... öncelikleri sıra kaybına uğradı o kadar bu gece :)) kızarlar yazmadın diyeeee....  ey güzel rabbiiimmmmmmm.... zenginliğini , çokluğunu , varlığını, hepliğini, ayaklarımın altına bu kadar güzel sunan rabbim... sana şükürler olsunnnn... bilerek ya da bilmEyerek yaptığım bütün sitemler için özür.... seviyorum seni, seviyorsun beni... sevişiyoruz biz... benimle kal... layık olacağım, SÖÖZZ.... ÖNCE KENDİME.......................... SONRA SANA SÖÖZZ!!!

acıdığım, hoşgördüğüm, tolere ettiğim, hüsniyet gösterdiğim, hatta onore ettiğim varlıkların senin olsun..... ben sevdiklerim ve dibine kadar sevildiklerimle devam ediyorummm.. ve sana sonsuz teşekkür ediyorum....

hoş geldin yeni yaşantım...

SEVGİLER................

HARİKA SAN :))

12 Haziran 2013 Çarşamba

SORMA NEDEN? :)

- abla beee anlatsana biraz seni??....
-beni mi??  nerden.. yani neden sordun?
-istediğin yerden, aklına ilk gelen yerden, senden.. başladığın, bitirdiğin her yerden..... anlatsana lütfen.............
-mmmm  bana göre anlatırsam aklın karışır, sana göre anlatırsam ben olmaz... sor sen..??
-kızlar biliyor musunuz demin ne oldu? biz kafede oturuyorduk... ablam ise aynı yerinde.. birası önünde.. derken garson o'na bir bira daha getirdi çekinerek... anlayamadık, o da anlayamadı, birşeyler sordu garsona, biz duymadık.. ablaya soramadık, garsonu çağırdık ve ne oldu dedik.... terlikli, hırpane gibi gözüken sakallı bir çocuk içeriye  girmiş demiiş ki 'o kadını görüyor musun?' ' onun bana zamanında çok iyilikleri oldu. benden ona bir bira söyle ama ben gidiyorum beni tarif etme...'.. şimdi diyorum ki bize birşeyler anlat...............
- hıımmmm insan kolleksiyonu mu mu merak ettin?? :)) küçükken ,temiz yüreğimle güzel bakıyormuşum, azıcık büyüyüp ,kirlendiğimi farkedince de, bilinçle baktım tüm güzelliklere... o yüzden etrafımda ki insanların hepsi güzel... o yüzden rabbim çok istesem de çirkini yollamaz bana... kabul etmez dileğimi.. ve ben hiç bir zaman üzülmedim ,gönderilmeyen ve bana verilmeyenlere... muhakkak iyisini hazırlıyordur.... ve o iyiye sahip  oluncaya kadar da beni..!!!!   çok istersem kötüyü de verir.... dersi geçemediğimden bir daha... artık çok istememeyi öğrendim... ısrarla istememeyi.. yani tecrübe ettiğim bir şeyi yeniden ısrarla ve çok demek, daha doğru... her eksikte bir fazla, her çokta bir yok, her zenginde bir fukaralık, her güzelde bir çirkinlik muhakkak var.... bardağın ne tarafına baktığına bağlı yaşam.... seçimlerinden ve isteklerinden ibaret.. kendini layık gördüğün yer kadar dünyan.. kendini sakladığın kadarsın.. sen kendini ne görüyorsan O...!! herkes aynan senin... o neden böyle düşünüyor diye bir şey yokkkk.. yok...!!   o sensin.... eğer buna kafayı takıyorsan, bu olduğuna takıksındır çünkü: ) içimizde ki potansiyel bilinç, sen çağırmadıkça çıkmaz ki tatlım... niye ben bilmiyorum,, diye bir şeyde yok..!! herşey vakitlice,, demek buna daha ihtiyacın yok... :) çok güzel ve gençsin.. azimli ve bilginsin.. en önemlisi ne istediğini bilmektir.... bir halini nedenlendirdiğin sürece, bilinçli olmaktan hedefe ulaşabilirsin.... yanılsan bile nedenlendirmek ,onu düzeltmek yada kişisel ise af dilemektir..... hayatta en büyük şeytan ; kendine söyleyemediğin bilmiyorumlardır, hatırlamıyorumlardır... cevap verirken kaçmış olursun da..... kendin ile kaldığında ki çıkmazın kaçışı  yoktur..!! yaşamak nefes alıp vermekten ibaret değil,, görevde ve alış verişteyiz ki zaten bu olması gerekendir... hep almak hep vermek diye bir şey yok... haaa bunu görev adledmişler de var... şikayet ederler ama görevden vazgeçmezler.. giydirilmiş zorunluluğun elbisesini kanıksamış kitleler.... biz daha şanslıyız ki mevzuyu makara diye bile konuşsak aklımızda tutabiliriz... duyumsayanlarız...... daha da sorma be genç kadın........... seviyorum seni..:) hayatını yönetiyorsun,istediğin gibi, şu an bunu istediğin için, bir 5 yıl sonraya planın olduğu için, ya da sen bu durumdan sıkılana kadar.... önemli olan bu... kademe ,kademe...kiminin ki çok hızlı ve tepe taklak.. şanslısın sen......... sor.... anlatacağım ben..

SEVGİİLLEEERR...

HARİKA SAN :)

11 Haziran 2013 Salı

ge bakem :))


bira içelim mi??
sevmemm...!!
rakı içeli mi??
istememmmm.....!!
sevişelim mi??
işim var..!!
iyi misin??
sana ne...!!
hadi gidelim??
bak işine...!!
eeyyyy tarafından en sevildiğimmmm,,
gel bakalım sen şööllee...!!!


:))) sevgiler...

HARİKA SAN

DOKUNAKLI GECE...

çok eskiden tanıyorlardı birbirlerini oysa... mesafeli merhabalarında ki sıcacık dostane duygularıyla..sıkça zaman geçirir oldular biraz tesadüf, biraz keyif almak adına randevulu..

bir akşam üzeriydi.. kadının kafasında dün akşam rastlayıp, sabaha kadar şarkılar dinlediği, eski sevgilisiyle sevişme talebi, arkadaşın da ise, bu iş toplantısından nasıl yırtsam da tekneye dönsem isteği.. rastlaştılar,sözleştiler ve 2 saat sonra buluştu dostlar, teknede...

teknenin üst tarafına çıkınca mutlandı kadın... yer minderleri, mavi beyaz sırt yastıkları,buzlu kiraz ve erik tabağı, hazırlanmış 2 buzuyla kadını bekleyen rakısı, yumuşak ve yeni yıkanmış bir örtü..fonda sıcacık bir müzik, en sevdiği aromalı sigara,adamın telefonlarına verdiği 'en kıymetli' ile başlayıp ,tarif ettiği kadının varlığı..

 kendi yaşam tarzında bunlar olmayanlar, başka bir kadına hazırlanamazlar.. doğal olmaz, telaş olur... yalaka olur hazırlıklar... yerini bulmaz, değerini bulmaz...      dolu dolu baktı kadın doğallığa, kıymete ve varlığa... dolu dolu dua etti geceye.. bu güzel aynalara bakıyor olmasından, bir kere daha güzel hissetti kendini.. bir yanında gece, bir yanında yıldızlar, öbür taraf net karanlık, hafif sallayan dalga, tok bir adam sesi ve güvenlik... suda, suyun içinde.. 2 başına keyif,, şehrin ışıkları,şehrin ihanet edenleri, şehrin hinayetleri, şehrin alçakları, şehrin şımarık boynuzları taaaa oradaydılar,  onlardan dışarı... duru, yalın,gerçek ,ne istediğini bilerek, tükenmeyen sohbetle, iştirak ederek, güzel geceydi,berrak,huzurlu...
-senin yanında inanılmaz huzurluyum, dedi adam, kadını kolunun altına çekerek..   sen farklı, derin, insan kadınsın.mutluluk ve gurur yaşatıyorsun,onore ediyorsun varlığınla.   insan hem hoşlanıyor ,hem istiyor, hem saygı duyuyor,, belki de bir erkek için en zoru...çok güçlü ve doğrusun, insan seni isterken korkuyor...belki kırmaktan,belki red cevabı almaktan, belki madara olmaktan, belki kaybetmekten.... korkutuyorsun istenirken..

gece olanca varlığıyla kaplamıştı kadını, ürperdi..
-al üzerine bu örtüyü ,daha yeni yıkadım haaaa :)

ne kadar bilinmez bir süre sessiz kaldılar... sadece beraber, bu gökyüzünün altında, diğer kirlilerden uzak,,,sıkıca tuttular birbirlerinin ellerini.. o anı yaşıyor olmak binbir türlü uykusuzluğa değerdi,uyumamak lazımdı..bu coşku , bu sevinç, bu mutluluk devam etmeliydi,sürmeliydi. minderlerin üzerinde,sırtüstü, yıldızların altında, suyun içinde ,iki başına..

akşam üzeri attığı mesaj geldi kadının aklına... eğer cevap olumlu olsaydı diyecekti ki lütfen başka bir yer, mekan olsa, yaratsak ve yaşasak................ gülümsedi yanındaki varlığa bir kere daha minnetle bakarak... sonra dua etti, ne güzel bir anda,ne güzel bir insanla,ne güzel bir teknede,talep ettiği 5 şeyi 10 katıyla yaşatıyordu mevlaaa... iç çekti ,bir an,kıvrılarak ,omzuna dolanan kolun içine.. acıtmak istemiyorsa, acıttırmıyor ve sevindiriyordu rab.... gönlünün hakettiğine göreydi gece....
gece güzeldi,
 gece yakışıklı
gece periydi... gece sihirli....
dokunaklıydı gece....
dokunaklı... geceydi....

SEVGİLER

HARİKA SAN

8 Haziran 2013 Cumartesi

KÖPEK GİBİ..:)

kipada ettiler son kavgalarını, kameradan seyreden görevlinin uyarısıyla.. polis aracı kapıdaydı,sordular kadına
-''şikâyetçi misinİz ..... hanım ??????????????''
-'' hayır arkadaşım..sivil bir araçla lütfen beni eve bıraktır,onun aracı ile gitmek istemiyorum'' 

konuşma::     yürü lan peşimden köpek gibi....!!! ,    gibi bir söylem ve bedensel hareketler...

çok değil 6 yıl geçti

aklına gelmeyenin başına geldiği o gün ;

-nereyee??
-toplantıya katılacaksın..
-ne alaka ayol? şaka mı?
-yoooooooo...yüzleşme,,, sen, birine, hiç, köpek kelimesini, onlarca insanın önünde dedin mi,, dedin mi hiçç??
-anlasam cevap vericem de ......
-anlamana  1 saat var,sabret sevgili hatunum..
-peki...


beklenen misafir içeride,,,kadın girdiğinde

şaşkın değil nutku tutuk...

-tanıştırayım, .......... hanım yani, kararı verecek olan kişi..!!
-..................
-............................
-konuya vakıfsınız,bu şehirde ki bu bayimizin bu sorunundan dolayı bu toplantıdayız..tüketici şikayetleri,savunmalar ve bu şehirde ki diğer bayilik talep ve önerileri bu dosyada.. fakat bayilerinizi en iyi havlayanlardan seçtiğiniz bilindiği için , sizi bu toplantıya davet ettik....

-----6 yıl önce ki şahıs...... mazeretiyle havlamaya gelmiş...    ''yürü lan peşimden köpek gibi....!!! ,''

------ ELBETTEEEEE memnun oldum ............ bey..

-- HAYDİ BİR HAVLAYIN LÜTFEN  KÖPEK GİBİ...!!!!

SEVGİLERİMLE

HARİKA SAN...

MESELA

birilerini çok mu seviyosunuz?? siktir edin mesela,
 sadece o'nunla mı istiyorsunuz sevişmek, kokusu vazgeçilmez, üstelik sevildiğinize de emin, delicesine zevk aldığınız ve istediğiniz insan mı sizi dirilten ?? aldatın mesela...
sonra kendinizi suçlu mu hissettiniz, elaleme yalan yanlış anlatın mesela...
pişman mı oldunuz yoksa??  anlatın, anlatın ve saldırtın o'na.. görüşmenize sebep olur mesela....
bekleyin, zaman kaybedin ama aramayın mesela..
sizi ararsa, ilk gece zevk beklemeyin mesela....
akıl oyunları aptalla olmaz, oynamadan önce IQ yu bilin mesela...
teslim mi olmanız gerekti kaçmayın mesela....
hadi kaçtınız,,, yakalanmayın mesela..
aramayın demiyorum, arayın da..... duyacaklarınızı tahmin edin mesela..
anlayamıyorum demek yerine,, ben beterini yaptım deyin mesela...
sonrası mı????
hadi UNUTUN mesela....!!! :)

SEVGİLERİMLE....

HARİKA SAN

de ki ben tayyip im....

----- rabbim bu mertebeyi bana bahşettiğin için şükürler olsun,bunu annem babam ve inançlarım için layıkıyla yapacağım...
----- kabine güzel, ben de mahalle delikanlılığı var,sıvıyayım kolları,ben başarılıyım..

(daha hiçbirşey bilinmiyor,nerede kimin kimi ne için ve nasıl kullanılacağı)
ve derken görüşmeler ,tanışmalar ve iyice tanımalar ve ötesi anlamalar başlıyor, yiğitlik serde, vaad edilen güçde var, hatta hissediyor iliklerinde. 1. dönem bitiyor.... başarmışlığın serhoşluğu üzerinde, yeniden dönemi başlıyor... ama aynı kıyafet olmaz.. sorumluluk daha büyük, üstelik farkındalık gelişmiş,misyon ağır..... içinde ki düşüncelerse bundan ağır... ama  var ya delikanlılık ,üstelik tüm görevler becerildi ilk dönem... alkışlandı,O idi beceren...!! becertilmiş edilgen. e o zaman devam,gidilecek yol çok...isim büyüdü,çok yol yüründü,gerçeklerin hepsi görüldü,acı yada tatlı,zorlu ya da kolay.. ama vazgeçilemez yol...!!! geri dönüşsüz.. ya moral!!! ????  takviyeli, hep takviyeli... şemsiye açılamaz artık  devam... SS ler başladı ...o zaman zevk alma zamanı..

-----zor dedi.. zor be emine. böyle başlamadık.ama bu hükümlülük...!! hiç rapor alıp tatil yapamayacağın bi hükümlülük.. üstelik başlangıçta ki düşüncelerinin aslında biraz kirlendiği, aslında hiç öyle olunmadığı, yakışsada yakışmasa da giydirilen giysiler gibi, mecbur kılınan ve sonra görev adleddiğin, misyon giyindiğin,dahasın da alıştığın.... söz dinlemez egona.. söz dinleten,,,itaat ettiren ,mecburi kılan, köşeye sıkıştıran hükümlülük.. devlet adamlığı, devlet büyüğü,devletin başı...  ben emineeee... RECEP TAYYİP ERDOĞAN'ım..   ama ,eskiden olduğundan farklı, sen de benimle yaşıyorsun, öyle değilmiş değil mi? söyleyeceklerimizin önceden yazıldığını bilseydik, ya da buna mecbur olacağımızı, girer miydik bu işe  emine? bu geri dönülmez bir yolmuş,EGO bunu kaldırmazmış. bir yerde ,bir BEN .başlarmış, nereden bileyim emine... anlıyorsun değil mi kolay olmadığını, buna devam etmeyi istemediğimi.. hastayım artık,ilaçlar ağır, ok yaydan çıktı, bilmiyorum emine..ülkeni yönetmek ,bağımsız irade değilmiş, dünya aşiretmiş, ben uyum sağladım, sonradan anladım ama değiştiremedim emine... sıcak ilişkiler bizim oradaki komşuluklar gibi değilmiş, Amerika meğer samimi değilmiş. ama söylecek söz yok emineee ,dönüş yok artık, geri vites de yok yaşanacak ömür de... ne yapmalı emine... NE YAPMALI...

sevgiler

HARİKA SAN

7 Haziran 2013 Cuma

BOŞbakanlı SİVİL DİRENİŞ sabaha Allah Kerim...

bir şeyler tesadüfen miydi, düzen miydi, beklenmeyen miydi , hesaplanamayan mıydı... spontone miydi, düşünmek gerekir mi yoksa olanlar üzerinden mi gitmek gerekir bilemedim... ama bence burada kazanan Mustafa Kemal'in EY TÜRK GENÇLİĞİ diyerek güvendiği yeni nesildir... sosyal medyanın zaferidir. bizim bu kadar vatansever olduğunu tahmin etmediğimiz, hatta internet başından kalkmıyor diye şikayet ettiğimiz, genç nesilin direnişidir... okullarda yıllarca okudukları ANT ları yasaklanan, ATATÜRK resimleri indirilen, T.C ibaresi kaldırılan o nesil, bu eyleme damgasını vurmuştur. evet bu siyasi bir eylem değil, tamamen sivil bir gençlik direnişi olarak başlamıştır.... geleceklerini koruyan, masum ,tertemiz, bir kavganın içinde büyümeyen, terbiyeli gençliğin..birikmiş tepkisi belkide..

önceleri 'siyasi parti liderleri nerede' diye sitem etmiştim kendi kendime...  savunmaları ise bunun siyasi bir partiye ait olmayan bir eylem olduğuna dairdi. şimdi düşünüyorum Devlet Bahçeli ülkü ocaklarını salıverseydi ,bizim BOŞbakanın  yüzde elliyi zor tutuyorum dediği gibi, deseydi,, minik nesil, polis ve ülkücüler yani bu ülke neler yaşardı bunca zaman.... kan gövdeyi götürmez miydi.?? PAMUK İPLİĞİNE BAĞLI DEĞİL MİYDİ??? bir ülkenin boşbakanı, halkı, halka kırdırmaya çalıştı ama olamadı.... hani tabiri caiz ise ayağına dolandı.. kendi bindiği dalı kesti... aklına gelmeyen başına geldi.... ya da basireti bağlandı.çünkü bunca yıl iktidarda olan hiç bir parti temsilcisi bu kadar gaf yapamazdı... şaşkınım çünkü hakikaten göz göre göre, inkarla halkın önüne çıkmış bir Tayyip Erdoğan seyrediyorum.. herşeyin tersini söyleyen   ,76 milyonu kucaklamış ,kardeşcesine selamlayan Fas'tan Tunus'tan selam getirmiş olan bir tayyip.. zıplayarak seyrettim.3-5 ağaç yüzünden diyebilen... polisimizin vefatının hesabını kim verecek diyebilen ,bu cümleden sonra dinleyicelerine'' izin ver gidelim ,taksimi ezelim'' diye , gaza getiren ,sanki bir şey olmamışta kendisi tetiklememişte,nerden geldi başımıza gibi konuşan.... ne bileyimmmmm laf bulamadım.... vallahi laf bulamadım.. hani rahatsızlığından dolayı kullandığı ilaçlar ise buna sebep, Allah daha da acil şifalar versin ..kendisini dinlenmeye alsın...eğer bu yazıyı okusa 'sanamı soracağım ' diyeceğine emin olduğum tayyip beyin iyice dinlenmesi gerektiğini,sağlığı  ve ülke refahı için önemsiyorum..

haaa ne mi oldu... kentim için iyi bir şey oldu...belediye seçimleri adaylığında  AKP'den isimleri anılan arkadaşlarımız zannetmiyorum ki prestijlerini düşünmeden , buna talip olurlar...zannetmiyorum ki BU KENTİ GÖZÜNE KESTİRMİŞ akp seçimi alır... bunlar benim şahsi fikirlerim elbette.. her kötü şerde bir hayır vardır derler ya büyüklerimiz , bizim Çanakkale'mize böyle yaradı diyebilirim belkide..ama bu üslupta devam ederse,tam sakinleşmiş iken ,yeniden galeyana gelmez mi halk?? biter mi bu eylem... kendini mi durduramıyor, artık partisi de mi onu durduramıyor anlayamadık... yani ben anlayamadım.. DEMOKRASİ... şu aralar en uzağında olan kavram gibi..

amaç hiç kimseyi karalamak değil, olanı biteni sakince konuşabilmek...herkesin fikrini, isteklerini söyleyebilme hali.. hele bu yüzyılın gençliği ile seçimlerde muhatapsan... seçmen değişti... seçmen aydın kesim... doğu da da internet var, öğreniyor çocuklar.. vur kafasına ,yola gelsin diye bir anlayış yok.. fanatikler bile eleleyken,bir yürekken diklenmek akıl karı değil.. ve çok şükür mizah anlayışı çok yüksek bir milletiz,karikatörize edip gülebiliyoruz, söylenirken eğlenebiliyoruz,eğlenerek eylem yapabiliyoruz sloganlarla....zekiyiz, böylelikle hem yumuşatıyor, hem birleşiyoruz...

neyse içimden geldi öyle. sürçü lisan ettiysem affola....................

SEVGİLERİMLE

HARİKA SAN

1 Haziran 2013 Cumartesi

ARENA DA DANS..

 
 
 
 
dört kadındılar;
 
 
biri hep misafir,
dört kadındılar, biri hep,biri yok, biri asist, biri showgirl
dört kadındılar
bir kalmak istercesine misafirle...
dört kadındılar
adı değişik, aynı misafirle...
dört kadındılar doyumsuz
misafire özenircesine..
misafirliğe değmemişcesine
coşku ve hüznü, birbirine bildirmecesi ya da bildirmemecesine...
dört kadındılar
aynı adamı istememecesine...
içlerinde ki coşkuyu yitirmemecesine..
dört kadındılar..
hiddet,şiddet ve öfke de benzercesine
o da değil, benzetilircesine...
yenermişçesine yenilgilerde,kötü kelam etmemecesine
severmiş, gibilerinde,sevmemişcesine
lades gibi yenmemişcesine
dört kadındılar
 
deli etmemişçesine
yenilmemişçesine
ne istediğini bilen dört kadın
her türlü söylenircesine....
kırk adamlık sözleri edercesine
bir söyleyip on susarcasına dört kadındılar aslına bakarsan inanırcasına
dört kadındı onlar...
paylaşmamacasına
(BİRİ ANNE ÖBÜRÜ BEN.... GERİSİNİ MUHATAPLAR DOLDURSUN...)
 
 
SEVGİLRİMLE...
 
HARİKA SAN... :))