30 Mart 2011 Çarşamba

SON BİR DİLEĞİNİZ OLABİLİR BENDEN..... O DA YAPMAMAM ŞARTI İLE...


belki de hiç sevilmedim......beğenmenin getirdiği, sahip olma istekleriydi hepsi..ya da beceriyor olmam da ki becertmeler...!! sevgi nedir ki????? seven ne yapar??? bunları soruyorum çünkü, sanki beni sevmeyen yok....e ama kimse birşey yapmıyor..!!! şu hercai menekşeyi seviyorum çünkü o minicik haliyle içime şefkat aşılıyor, renkleri içimi açıyor. ben de onu suluyorum kurumasın da ben onu sevmeye devam edeyim diye..!! emek veriyorum...ekmek elden su gölden sevgiler var mı?? herkes yalnızlığına çare arıyor, herkes çaresizliğini birinde gideriyor, herkes herkesi kullanıyor belki de..... ya da kimse kimseye bunu yapmıyor...ben öyle SANIYORUM..!!

SAN mak hastalığına yakalandım demek..aklım fikrim yok benim, gözüm görmüyor, içim hissetmiyor, yapılan hiçbirşey yok ortada..ben kendi kendime inciniyor, kendimi dövüyor, kendimi sövüyorum.. yalanlar bana ait, iftiralar, yüzsüzlüğümden, yılışıklığımdan arıyorum herkesi...merak edişlerim işgüzarlık..!!

sana ne be kadın... seni merak eden var mı..?? ah yazıcık diye yardımlarım boşa..!! senden talep eden var mı??? manyakkk... şimdi gir çıktığın yere..baştan yarat kendini.... annenin babanın umrunda olmayan şeyler, kimin umrunda olacak????? yumurtlanmış gibisin..!! canına tak edenleri ,içine attığından tüm bunlar.....aman yazık, aman günah, aman ayıp...aman kimse üzülmesin...al işte..!!! becerdin!!! kimsenin üzüldüğü yok kızzıımmmm!!!! boşver sevgiymiş, sorumlulukmuşşş, görevmiş, öyleymiş, böyleymiş....nerde seni kullanan var, onu çok seviyor zannetmişsin... seve seve de yardım etme neşesiyle yapmışsın.......seni bu kadar seviyor zannettiklerin ise uzağında değil haaaa....KÖR GÖZLÜ..!! def et hepsini....40 yılını ilgiden, şefkatten, sahiplenilmekten, saygıdan yoksun geçirdin madem,,, yok bir 40 yılın daha.....!!affetmekler, unutmaklar, içine atmaklar yok..!!! yok öyle birşey.... dedim ya SANmak hastasıyım madem... nasıl sanılıyormuş bir güzel göstermem lazım... nefreti bilmediğimi düşünürdüm...geçmişimde çok kızmak var ama nefretle,şaşkınlıkla cinnet geçirmemiştim....o safhanın cinnetsiz ama nefretli boyutundayım. toplamda bir türlü becerip affedemediğim, sevgiye dönüştüremediğim 5 isim kaldı....olmuyor ne yapsam..bu nefreti kusarak, sonsuz kusmuklar içinde bırakmak istiyorum herbirini...hemde kokusu üzerlerine sinen kusmuklar..!!! öyle yaşasınlar...neden sonradan anlamaya bırakılmış ki herşey....yapıver hemen anlasınlar anyayı konyayı..taaa öbür dünya da işimiz iş...en ön sıradan biletim var. bacak bacak üzerine atıp, kahkahayla seyredeceğim her birini...ve gözlerimi ayırmadan, sorgu anında yüzlerine bakacağım onların..utanç, olur mu ki?? üstelik yanarlarkende seyredeceğim.....ateşe yaklaşıp, ilk defa içimi ısıtacağım belki onlardan yana..!!! ALLAH KURTARSIN demek böyle birşey herhalde:)allahın beni duyduğunu biliyorum.....görmese de olur..zaten kaşlarım çatık çok çirkinim bu aralar... keşke kabus olsam...bende ki yıkıp döktükleri herşeyi gösterebilsem onlara,, kendilerinden korktukları için uyuyamasalar.....öfke patlamaları yaşıyorum, yapmam gereken , oh be dedirten, içimde ki şişkinliğe sebep, onları bu kadar acıtmadığım için....yapmadıklarıma saydırıyorum....ve 40 yılım...!!! seni süpürüyorum....ben kapımın önünü değil, içimi süpürdüm....bundan sonra benim için yapacağınız, iyi ya da kötü hiçbirşey olamaz...içimin karanlıklarından çıkan canavarlar... haydi başka kapıya..!! bu 40 yılın son 15 yılını ise hiç yaşamadım sayıyorum...birde lise son da vardı öyle bir 7 yıl....22 yıl düştüm hayatımdan.....

çocukluğumun, genç kızlığımın, o tazecik,,, dupduru, tertemiz zihinli, sevgi dolu, tatlı bakışlı kızını bunlarsız yeniden büyütüyorum.....tecrübe ettiklerim kötü....bu tecrübelerden ötürü de kimin ne olduğunu şıp diye çözüveriyorsun artık...bu daha da kötü...bana sevecek insan kalmadı......bu sebepledir kiii tüm uğursuzları, gaddarları, aşağılıkları, yapıp edip şirretlikle üste çıkanları, vicdanlarını yok sayıp, başka türlü anlatanları ,, diskalifiye ediyorum.............YYAALLAHHHHH..amma ağırmışsınız bee kamburum çıktı taşımaktan sizi... az kalsın hepten sevgisiz kalacaktım size benzeyerek...defolun çabuukk hayatımdan.. kkıışşşş kkışşşşşşş

elveda...

not: tablo ;van gogh

28 Mart 2011 Pazartesi

HADİ BE SENDE...!!!!:) dönence..


hani erkeklerin ağzında hep aynı terane.....!! sen yapmadın..!! neyi?? yemek yapmadın, o gün beni karşılamadın, bana kötü söz söyledin, surat astın, geçen gece sevişmedin....!!!, gömleğim ütülenmemiş, beni 40 kere aradın, bana inanmıyor musun? sana hesap mı vericem..!! kurgulama, yorma....bak şimdi patlatırım..! sana ne? kimsin sen.....!! esirin miyim senin...,,,

e beeee ibiş... dervişmisin sen?? sen ne yaptın?? neye göre bu beklentiye girdin??? bu hoş kelamlarınla nasıl bir hoşluk beklersin şuncacık kadın gönlünden..?? o bağırır çağırır.. ikna bekler...bildiklerini unutur bir tatlı dille. kadının en akıllısı dünya enayisidir.!! kadını bırak,tatlı dil yılanı deliğinden çıkarır demişler,sen bu kötü kelamları patronuna, iş arkadaşına, rakibine söyleme haddine sahip misin ki??? nerden alıyorsun cüreti...sevgiden mi???? anan değil hiç kimse...annene de yapsan ne olurdu bilinmez..!! kadının sineninden, en aptal, en uyumlusundan kork... o tipler bile senin öyle sandıklarındır..!! sen doğan gereği çoğaltıcısın..........!! ama kadına ihtiyacın var..çoğalttıklarını görmen için..!! kadının aptalından, daha aptal davranıyorsan eğer...sana kim saygı duysun! erkek savaşcıdır, avlanır. avını eve getirir,,,sen bunu yanlış anlamış olmalısın..dışarıda avlanıp, doyup gelinmez..!!! hayvanlar aleminde yok bu...heyy hatt!!! ne ekersen onu biçersin...kadın erkeğine kötü davranamaz başka türlü..!! kadına,, kadın gibi gözükürsen dalaşır seninle. kadın bir beyefendi ile kavga edemez..!UNUTMA BU LAFIMI..kadın kendini iyi hissetmez.....ters birşeyler olduğunu bilir, içi almaz....sevişirken hissetmez...akşamı iple çekmez...dilinde kelam, elinde ekmek, gönlünde sevgi yoksa senin..!!! birgün dolanırken DOLANIVERİRSİN..!! benden söylemesi....söylemeyince söylemedin oluyor. çıksın içimden..!!

herkes insanlığını bildiği kadar, cinsini, cibiliyetini, kendini, haddini, görevini bilecek.....dünya sahne... biz oyuncuysak..başrolde de ben varsam... hep hemcinsimle mi paylaşıcam başrolu ayol!!!! komedi oynasak haydi neyse diyeceğimde....bu drama bu aşka....bu kadın yakışır mı?? yakışmıyor..!!!!!! değiştirin rolümü...!!!!!!!!! oynamıyorum ben..!! ben erkek partner istiyorum.....görünümlü, kılıklı değil.. ne konu yakışık alıyor, ne oyuncu..neye temas edipte başarı göstereyim??? gişe rekorları kıran aydemir akbaş filmleri gibi mi olsun?? başarı başarı mı?? o dönemin tercihi mi?? istemez..!!! unut gitsin.

dünya tiyatro sahnesi olmasın......tuval olsun......boyayalım, defter olsun yazalım.. müzik olsun, yapalım...diğer oyunculara ayak uydurmak, senaryoya uymak, yapımcı bulmak...gişeyi kontrol etmek, provalarda figuran beklemek değil benim işim..!!! toplamında ki başarısızlığa ortak olmakta istemem...ben benden mesulum....itiraz ediyor, reddediyorum.!! tek kişilik oyunlarımın arkasındayım. ben yazar, ben oynar, kah ağlatır, kah düşündürür, kah güldürürüm.. istediğimde sahne alırım..alkışlar sadece benimdir.....çorapta satsam.....tasarlar,örer öyle satarım....onun bunun kini alıp satmak değil benim işim..!!!!!

ağız burun nasıl benimse...dudağımı ister burkar ,ister pembeye boyarım.....gözümü ister yumar, isterse şaşı bakarım.....allah hepimize akıl vermişse....benim kini de böyle vermiş....okuurrrr iizzlleerr,,, ben yoluma bakarım..!!!

görüşmek üzere....

harika san

27 Mart 2011 Pazar

YOL ARKADAŞIM....vesilesiyle....diğer vesilelere...:)))


önce sana teşekkür etmekle başlayan isteğimi, seni bulmakla kendime teşekkür etmek isteği olarak yer değiştirdim bir an nedense....kısa zaman önceki kuraklıklarımın, yeşermeye başladığını hisseder hissetmez, sadece sana özel olmasını istemediğim, görünmesi gerektiğine karar verdiğim bir sunum bu....sen içinde filimleştir, başkası içinde hikayeleştirsin, öteki kurgulasın, beri ki yorumlasın, bir kaç tanesi eleştirsin, diğerleri beğensin..... bizden olanlara aynalık olsun:))))

aylar evvelki yazılarımı okurken kendime inanamadım. içinde olduğum yolculuğa, ilk çıktığım gün ne kadar uzun zaman olmuş oysa...tam bugün ki sorularımın hatta soramadıklarımın cevabını, sana söylenirken çoktan vermişim ben..!!!! ben sana değil kendime kızarken bir tek arınmayı, temizlemeyi, teknik olarak becerememişim:))) şimdi tüm kızgınlıklarımda kendimi izlerken... ifade de ki başarımı keşfettim...kelimelere ve cümlelerin akışında ki sihirlere,,,kendimi okurken etrafımda ki toz pembe zerreciklere dokunurken neşeyle.. kendime hayran kaldım......!!! beni bana kazandırdığın, beğendirdiğin, gösterdiğin için sana teşekkür ediyorum.....ve öyle seviniyorum ki...bana kızdığın günlerde aynı benim keşfettiğim gibi, ağzından çıkan tüm kötü kelamları kendine söylediğini kavradığım andan beri,içimde duyduğum bu hafifliğin, esrarlı güzelliğini..!!inanılmaz bir hoşnutluk tohumları saçmak isteği var içimde....sanki düğün dernek yaparcasına duyurmak..!!! ve bir an evvel yeşillenen o tohumların büyüyüşünü seyretme isteği...hatta meyvasını yeme isteği...çözümselliğe adım atmanın garip heyecanı. uzun zamandır ilk defa kalbimin ritim sesini duyuyorum 2 gündür. küt küt küt yaptıkca, bunu ilk defa hissettiğimi hissettim...başkası olsa ritim bozukluğuna yorar belki,,hayırr hayıırrrr bu yaşamamın ritmiydi.....KALBİM atıyordu..heyecanlı bir iç güdüsel bekleyişle...

serüvenim yeni başladı benim....!! birçok yol arkadaşım oldu elbet..hepsine sevgiler...ama onlara çoktan teşekkür edip, yeniye yer açmışım bilmeden..sevgiye dönüştürmüşüm affederek , teşekkür ederek... sen kalakalmışsın öyle ortada... bu yüzdendir ki bu kelimeyi ilk defa belki de sende kullanıyorum..GAYRET ETTİM ben...bilincine vardım. nelerden korktuğumu düşünürken 5 dakianın içinde 70 korku buldum,,, kendimin kötü huylarını sayarken 20, iyi huylarımı istemeye istemeye yazarken ki bunda çok düşündüm hala daha 10 olmadılar... bu yüzleşme pek hoş görünmese de..başarılı bir çalışmaydı..!!! sende dene:))))) sor kendine, yaz, maddele..bakalım kendine doğruyu söyleyebilecek misin ben gibi????

sevgili öğretmenim...bu ders ŞAHANEYDİ..!!! saatlerce dersinizde bulunmak isterdim. ama biliyorum ki daha kaç tane öğretmenim ve gireceğim ders olacak...hevesliyim. sizi ve kendimi sıkmak istemem. yeniden bilmeyerek bana öğrettiğiniz, gösterdiğiniz BEN için size sonsuz teşekkür etmeyi borç bildim.

sizi seviyorum. dostca hoşca ve pembe ışıklarla kalın YOL ARKADAŞIM...kanat çırpan pembe kuşlar yolladım size sevgiyle. kabul edin lütfen...:)

HARİKA SAN

SEVGİLERİMLE...

NOT: tablo SALVADOR DALİ..!

22 Mart 2011 Salı

yeniden dünya ya gelmek miiii??? DÜNYADA GELMEMMM:))


miadını doldurmak....son kullanma tarihi..ve bunun tam zıttı , bir düzen içinde sistematik işleyen evren...kısır döngü de diyorlar adına.herşey biter..!!! böyle biliyoruz.yaşam bitiyor, para bitiyor, duygular bitiyor.ama öğretilen ya da anlatılan demek daha doğru olacak; öbür dünya kavramı ve sonsuzluk var. orada da yeniden dirilişten bahsediliyor gerçi..!!kafam karışık..ummut yeşertmek için ölümü beklemek gibi.öbür dünya da cezasını görmek,, öbür dünya da cennete gitmek, öbür dünyada ki sorgu sualde yalan atamamak... tüm hatalı davranışların ki buna da günah denmiş, yanarak ödemek...ohhhh yaşasın intikaammm.....!!! yaşasın sonsuz dürüstlik amaaaaa ölmek mi lazım bu özlemi gidermek için:??????

bir başka deyiş; cennet de cehennemde bu dünya da..herkes görevli gelmiş.reankarnasyon var ise, ve yanlış hatırlamıyorsam ruh gelişimini 4 evrede tamamlarmış. en fazla 4 kere geliyorsunuz yani....yeniden dünya ya gelmek miiii??? DÜNYADA GELMEMMM:))görünen ve yaşananların farklı olduğu bu döngüde bir suyun içerisinde gelişimini tamamlayan cenin gibi miyiz....? onun ödülü dünyaya gelmek. bizim ki ise ahirete gitmek:))ne olduğunu anlamadan mı ölüvereceğiz yani??

tüm bunlara kafa yormakta ki sebebim bir sonuca varmak....ortası yok.ortadayım...gerçi bir sözüm var ORTA DA BİR UC DUR. İKİYE KATLANDIĞINDA..kendimi düşünüyorum ve seviyorum.ama ithal edilmiş bir bitki gibi iklim şartlarına uyum mu sağlayamadım..toprağımı yadırgadım nedir...yeşeremedim bir türlü.sevgiler hep medet umarcasına sanki...hiçbir emek istemeyen bir kişi...kimseden birşey rica etmemiş. bunun sebebi de şu aslında.ben zor da olanları görüp istetmeden yaptım...elim de o an için imkan olmasa bile bir başkasına anlatarak yardım edilmesi gerektiğini söyledim. farkediyorsam, farkedenler olmalı ve uygulayanlar diye düşündüm. ve hiç yaşayamamanın sevinç eksikliğini çok hissediyorum.o yüzden düşünüyorum sistemi, ilahi adaleti vs.sat anasını ööff yaşam kısa mı desem,,,yok yyooookk bu angaryanın içinde ya da cendere mi derler...devammı desem..ne sorumluluğu, hangi duruş?? sen varsın hayatta boşver başkaları ve sorumlulukların için yaşamayı...sen ölürsen onlara hayat bi güzel devam edecek zaten mi desemm?? gemileri yaksam mı??? başka gemiler mi edinsem...sandal yeter mi yoksa..?? ne için tüm bunlar?? ve hakikaten daha kaç yıl yaşayacağım acaba gibi ggibiiiiiiiii gibiiiiiiii uzzuuuunnn uzun sorular.

bir de bir inancım var ki çok seyrettim de etrafımda. bazı insanları kaderi bazı insanları kararları yönetiyor. ne kadar mücadele etseniz de iş olacağına varıyor... diğer tarafsa azmeetikçe başarıyor.hani kadersiz derler...biraz da vasıfsızdır belki, hayaller projeler üretir. dünyada kendini ifade edememiştir. gerçi burçların karekteristik özelliklerine de çok inanıyorum. öyle doğdukları için yani yetersiz diyeceğim:)) güdümlü veyahut...onlar yönetilmek için varlardır.söylersin yaparlar.budur yaşamda veya işde ki görevleri. bazıları beyin adamıdır, kimisi yaratıcıdır, kimisi otoritedir..!! ona gerek vardır.kimisi babacandır, onun himayesi ve varlığı önemlidir....yaradılıştan sonraki büyüme sürecinde istese de istemesede içinde ki o varoluşla, hissedişle bunlar zaten böyle gelişecektir. yazgı dedikleri belki...diğerleri de rüzgarın süpürdükleri.....nereye savurursa.dalda ki ömürleri belli. bir baltaya sap olamamış mı denir...olmuşta baltası mı keskin değil bilinmez...!!!yapabilecekleri fazla bir şey yoktur hayallerinden başka...güçlü ve köklü doğmamışlardır. aile de de resmedilmiş bir öğreti yoksa eyvahh eyvaahhh...

işte böyleee...dedim ya kafam karışık.seyretiklerim vahim,umutlarım göçebe..bir dala konmuş karga gibiyim...suskunum. ağzımda ki peyniri düşürmemeliyim. gak guk yyookk..zaten sesimde çirkin:)))) veee yüce rabbim....senden bir dileğim var....nolursun beni bir daha kurnaz tilkilerle karşılaştırma.aşağı bakasım yok bu daldan ama....hep yukarı bakınca da başı dönüyor insanın.ormana alışkınım, kafeste yapamam.....lütfen duy beni...:)

sevgilerimle...

harika san