23 Eylül 2011 Cuma

BİR OBEZİN DÜŞ GÜNLÜĞÜNDEN...



bir zamanlar,bir mahallenin birinde içe kapanık bir delikanlı vardı.kitap okur,kendi doğrularını yaratamaz,ezbere yaşardı.etrafındaki bütün kızlara bilgi satar,güya çok yardımsever ve merhametliymiş gibi etraflarında pervane olur,abazalığını gidermeye çalışırdı.yer edineyim derken yerinden olur,ayakta kalırdı.bu delikanlı düşünmek yerine,pervasızlığı seçtiği günlerde,içinde kendini büyütemediğinden,kaybedecek hiçbirşey yok deyip,kendini düş ilan etti...etrafa bıçkın zannettiği bakışlarını fırlatırken, ve hangi toplulukta olduğunun bile farkında değilken,ne kadar sapkın baktığının da elbette bilincinde değildi... çünkü O kendince her kızın düşüydü..azıcık keyifsiz olanı,o'nun gibi sapkın bakanı,ya da eşinin dostunun kız arkadaşlarını gözüne kestirir ben sizi anlıyorum edasıyla,şefkatini esirgemez,ertesi gün aranılmayı beklerdi...bu bekleme anında da yeni bir varlık edinmek için kolları sıvar,,hiç bulamazsa,eskilerden birine yanaşır,nabız tutardı...artık gönlü o kadar arsız ve sırnaşık hale gelmişti ki,,zamanın akıp gittiği, bir saygınlık kazanması gerektiği,birşeyi başarıp,hayranlık ve gıpte uyandırmak,doğru ve asil durmak aklına bile gelmez olmuştu..kendi içinde yitip giderken,un ufak olurken,aslında en derin pişmanlıkları ve azapları da yaşıyordu belki..kim bilir..sonuçta böyle davranmak ve bu hislerden mutlu olmak o'nun seçimiydi...keşke kadınlardan yana arşiv yapacağına,dost arşivi edinseydi de biri o'nun belden aşağı tuttuğu çeteleye bir kitap hediye edip,sevgiden mahrum erkeklerin,kendinden de mahrum kalacağını hatırlatabilseydi..

beden,temas,sevişme obezi olan erkeklerin,dikkat çekmek için yaşamaları,odaklarının bu oluşu pek anlaşılmaz birşey değil aslında...her kadın derken,bir kadın edinememek düştükleri durumun en vahim hali...o bir düştü....ve kendi uçurumuna DÜŞtü.....

sevgilerimle..

HARİKA SAN

1 Eylül 2011 Perşembe

şunu şunu şunu istemiyorum değil...BUNU BUNU BUNU İSTİYORUM,İSTİYORUM,İSTİYORUMMM:))




bu kişisel gelişimle ilgili 50 tane şey okudukça,herşey bu kadar basit mi diye düşünmeye başlamış, bunun kolay olmayacağını düşünerek, olumsuz
yoldan,(en bildiğim yol olduğu için) yürümeye devam etmiştim.. üzülmek GARANTİ en azından:)) insanın kendini üzüntünün emniyetinde hissetmesi,,,biliyordum,biliyordummm,,haklıydım işte diye düşünmenin ,akıllı olduğuna dair ,yeniden yeniden vuku bulması..yeniden umut yarattığını düşünerek,tekrar tekrar aynı olay ve kişi de tabiri caizse sıçması tam benim seçimimdi:)) üzüntülü ama akıllı akıllı,çok zeki,çok hisli olarak dolaşırken ,değiştiremediğim şeyin nedeninin, sadece,değiştiremediğim düşüncem olması,bu değiştiremediğim düşüncemse,aslında değişmiş olup,aynı kişi de denenmekten artık paçavrası çıkmış halde önümde durması,,düzeni seven beni darmadağın ve odaksız yapmıştı..

kendinizi genel insan ilişkileri içerisinde seyrettiğinizde bir problem yaşamayıp, aynı şahsı muhteremin üzerinde,aynı şeyleri deneyimliyorsanız ,olacağı da bu zaten...düşüncenizi değiştirmekten kastim şu;;;;; aynı kişide olmak istemek halinizi değiştirin.yeni bir ilişki de( bu iş,komşu,sevgili olabilir) deneyimlediğiniz bir üzücü hadise olduğunda,,önce senden de bu beklenir,biliyordum diye düşünüp,sonra affederek,onda bu hatanın tekrarını kolaylaştırıyoruz...ve hatta oluşturuyoruz...bana bunu nasıl yaparsınlarla asıl mücadelemiz..!!! yaptı mı yaptı...yol verin gitsin körolası:))) bu vazgeçilmezlik olarak görünen durum..,bizim haksızlığa karşı,kendimizle mücadelemizden başka birşey değil aslında... karşı tarafta zannediyor ki bulunmaz hint kumaşı...bulunamayasıca....git evrende kaybol:))))

geleyim ben bunu nasıl çektim,,hak etmemiştim kısmına....hak ettim...ben çağırdım..herşey aslında hiç istemiyorum diye oluşturduğum...istenmeyenler üzerine kurulu enerjimdendi...kalitesiz ruh istemiyorum,merhametsiz olmasın,zevksiz olmasın,yalancı,inkarcı,arsız yüzsüz olmasın,utanmaz olmasın.. hatta en olumlusundan kıymet bilsin diye düşünürken bile,içimde ki kıymetsizlik enerjisini çoğalttığımın farkında bile değildim..e neye yoğunlaşırsanız o gelmez mi?????? ahanda geldi en beteri diye hayıflanmak, şu anın işi değil...düşünceyi değiştirmek,o kişinin hakkındakini değiştirmek demek de değil... ya da bir kere daha deneyin yiyiyorsa:)))kendi içinizdeki ısrarda ki düşünce bu bahsettiğim.. ne kadar güzel ki bir kişi de, bir olay deneyimlediniz.....ve aslında ne istediğinizi buldurdu size....ehh teşekkürler deyin,kazançlı gidin..olmmazzzz bu davranışın kötü...sen iyi insan olacaksın..bunu yapmamalısın demek,,boşa kürek çekmek..o ne zaman bunu isteyecek, ne zaman başka bir olay da bunu yaşayacak, o zaman farkına varacak...haaaa sizin için iş işten geçmiş olacak diye düşünmeyin..siz ne istediğinizi bildikce,istediğinizi artık,huzur ve mutlulukla yaratmış ,bunu yaşıyor olacaksınız..

korkularımızda, güçlü bir inanç oluşu garip bir gerçek..iliğimize kadar hissederiz, korkuyu düşünürken...bu yüzden de çabucak gerçekleşiverirler.bir kere korktukmuydu da herkesten bekler oluruz..işte bu hal,o korkuyu yeniden yaşamamıza sebeptir...oysa ki herkes de böyle değildir..ben bu olayı veya kişiyi, ne istediğimi farketmek için deneyimledim,artık ne istemediğimi değil,,ne istediğimi çok güçlü ve net bir biçimde biliyor ve istiyorum diye (düşünceyi değiştir dediğim bu.) yeni düşüncenin yolunu açtığımızda, karşımıza çıkanların keyfi,yemede yanında yat cinsinden mükemmelleşir..

istediklerimizi bile,,aslında istemediklerimizden yola çıkarak düşünmeye başlarsak,,aslında istemediğimiz korkularımızın tekrarı geliyor...geçmişte bizi rencide etmişlerin, üzerimize yapışan o sülük enerjilerinden kurtulup,geçmiş tecrübe dediklerimizden yola çıkmayarak.. dürüst insan istiyorum derken,ihanetten,balçık beyinli terbiyesizleri aklınıza getirip,mevcut odağınızı değiştirerek düşünmeden,,,duru bir istekle,becerilmeyecek bir yaratım yoktur..bir çocuğun çikolata istemesi kadar temiz ve saf...önü arkası..ama sı olmayan net istekler işte...

yok yok diye diye yok ettiklerimin farkındayım artık..para yok,,görmüş geçirmiş,düşünen insan yok..mutluluk yok..öööfff canım sıkılıyor...olsa nolucakkkk,hangisine yeticek dediğim herşey..benim inatla yokluk enerjisini anıp anıp, onu büyütmem, beslememdi...diyeceksiniz ki yok işte....olsaydı yok mu derdik....e hadi 200 milyarın yok...ama sen oturup 50 liram var ve bugün için yeterli deyip şükretmedin ki...yok kısmında odaklısın.... koca yok...adam yok:)))))) var olanların da yok olan tarafındasın çünkü...üüfff adam ama itibarı yok,,işi yok,,arabası yok vs... varyemez gibiyiz hepimiz....oysa herşeyden bolca ve çokça var..sür nerene sürersen:))))) kendinizi yağı çok bulan arap olarak düşünün:))))) var abi işte....haydi bir varlarınızı düşünün...az olabilirler..ama VARlar..onların farkında olup, şükretmeden, onların var olmasının ,sizde ki mutluluğunu hissetmeden, bir sonraki düşünce ve isteğe geçmeyin... hatta hemen örnekleyeyim..benim bozuk bir bilgisayarım var,laptop. klavyesi bozuldu, üzerine klavye aldım,,sonra ekranı patladı, çatladı..bir ara kabloyla televizyona bağladım..modem içeride olduğundan sık sık interneti de gidiyordu bu arada.. böyle facebooku açıp, keyif aldığım bir gün...iyi ki varsın yahuuu..yamuk çatlak patlak da olsan deyip bir de okşadım onu:)))) ertesi gün..ççokkkk önceden kurtarılamaz bu denen eski laptopum yepyeni bir şekilde eve geldi:))))) çünkü ben yokluğu değil varlığı çalışmıştım o gün...

yaaaa işte böyle...bilirkişi falan değilim..sadece paylaşmayı,çoğaltmayı ve VAR etmeyi seviyorum...olan oluyor...olmayanlar yok kalıyor:)))) hayat güzel güzel devam ediyorrrrr...

SEVGİYLE KALIN..:))

HARİKA SAN..