27 Kasım 2015 Cuma

EŞLİK ET BANA...




ben sizin küçük tanrınız,,bilen,, bilmeli denen,söylemeden yapan,anlayan.... akıllı,
beklentilerinizin karşılığı, tam da O,
çok sevdiğiniz, isteklerinizi yaptığı için sevdiğiniz, itirazsız,...
bütün alışkanlıklarınıza,anlayışla hizmet eden,
göz ucu temasınız..ışığı sönmeyen...
bütün varlarınızın yok olduğu an da ki VARLIK...
tek gözüken kalabalık...

kendine zevk vermeyi bilmeden büyüyen ,kocaman sorumluluk,
duvarların arkasında ki bir yığın duyarlılık,
zevk almadan ,verilen zevklerin kızgınlığı,
yaşanan alışkanlık..
zamanın koşulsuzluğunun sorgusu bu ,
nedenlerin arkasında ki enkazlar,
yok olmak üzereyken bulan kendini benim aydınlığımda
bilmeden karanlığı öğretti benim aydınlık dünyama,
zevk almayı bilmeden geçti günler, daha doğrusu dünler...
yarınlaştırmak isterken yitirdik an ları..
söylemek istediklerimizden çok başka şeyler konuştuk bilerek..
kandırılarak döndük eve,, kendimiz tarafından....
bu da bizim sırrımızdı kendimizle...
ve sustuk....

şimdi anlıyorum,
anladığımı yapıyorum,görevlerim bitti,
zevk zamanı,
ben bildiğimde, bildiğim kadarı zevk,
istemek zevk,
istediğimin olması zevk,varlığımı benim hissedip, buna şükretmem zevk,
zevk vermeyi öğrendim kendime...
zevk vermeyi öğrettim,
zevk istemeyi öğrettim,
beklemekten alıp kendimi,yürümeyi öğrettim,,,
yürüyebiliyorum kendimle, bu günlerde kendimce....

eşlik etmek ister misin
artık tek istediğim bu...
verilmiş kararlarım var,
ve yürünecek yollarım,güneşli yollar,
mevsim bahar....
bir kaç damla ıslanırız belki olsun... yeşeresim var....
eşlik etmek ister misin
çiçek de açabilirim belki kimbilir,
yeni edindim tüm zevkleri,belki biraz anlatırsan daha kolaylaşır herşey,
zevk açasım var, zevk görünesim,kendime zevkli gelesim,
ben olasım var....uzun oldu anlatmak tüm azları....doyumsuzca
eşlik eden bulduğumda belki bir adımdır yol kimbilir,
eşlik et bana......

SEVGİLERİMLE

HARİKA SAN

(KADIN MI SÖYLER, MELODİMİ BİLEMEDİM, AMA BANA BUNLARI DEDİ :) ?

15 Kasım 2015 Pazar

GÜLÜMSE KADERİNE :)

orta mahallenin kenar insanları gibi,,,
katık..
kimisi biraz ayık,
yıllar geçerse üzerinden yapılan geyik...,,
ortalık mıdır doğruuuu, kenar mıdır eğrii..
ama,
çınarı belli,
balığı belli,
iklimi belli,
kayık, her daim kayık...
kaptandan fazla dümeni belliiii,
rüzgardan fazla yelkeni eğriiii,
bu şehrin insanı belli...

SEVGİLERİMLE

HARİKA SAN

2 Kasım 2015 Pazartesi

SEÇİM BİTTİ HAYDİ KONUŞALIM.....VIR VIR VIRRR..

burası türkiye... toprağı , havası, suyu mükemmel,, insanının hak hukuku elinden alınmış, sınırlanmış,kıyakcılığın hep olduğu, siyaset eşittir menfaatler şeklinde yıllardır süregelen bilinciyle yaşamış bir ülke.... şimdi deniyor ki o istifa etsin bu istifa etsin ... etsin de kardeşimmm yerine hakikaten genç ,dinamik, başka pozitif anlayışları olan , bakış açısı farklı enerjiler gelmedikce , kim , neden istifa etsin??? herhangi bir başarısızlığa karşı küfür  ya da beddua edeceğine , önceden hazırlığını yapsana..!!! ......  bu gün  süregelen siyaset anlayışında da iç güdüsel bir, 'babadan oğula geçiş' yok mu sanki... haa içinde küçücük farklılıklar ama minnacık, barındırabilir tabi... daha adaylıklar konuşulurken ,aday adaylarının ,koltuk hedefleri belli değil midir,,,, il başkanlığı, belediye başkanlığı, milletvekilliği , bakanlık vs... canı gönüldenlik olmadıktan sonra hedefle başladığın yerde  hiddetle karşı durulan o ''koltuk sevdası'' başlarken içine yerleştirilmiyor mu, yani adayların... böyle konumlandırılmış sistemlerde  üstteki kişiyi değiştirmek ne kadar etkili olur... verdiğimiz tepkilerden dolayı , başka bir beden de ,ufak farklılıklar gösteren aynı zihniyeti yaratmıyor muyuz??
3 saatte oylar sayıldı , seçmen sayısı belliyken fazla oy kullanıldı  şeklinde haberler var... farzedin doğru... gündem bunun adı.. ne yapabiliriz.. oldu da bitti maşallah... ilk 1 saatinde yüzde 70 i görünce kabul etmiştik zaten çoktan... şu, oy toplama işi, başarma kazanma duygusunun içinde, o oyu neden topladığına dair bilinç nerde...??? o parti , bu parti farketmez,, kişisel menfaatler değil, toplumsal çıkarlar da birleşmemiz gerekirken bizde hala o arkadaşım, bu akrabam , bununla da iş yapıyorum ona versek iyi olur düşüncesi varken ,ezelden çıkarlarına hizmet eden,bencil ama toplumdan bahseden, bölünmüş bir varlık olmuyor muyuz..??
 uzay gökerman'ın yazısında olduğu gibi  200 yıl önce teşhis edildiği gibi insan ekonomik bir varlıktır.  

 çok eski zamanlarda sadece trt varken neyi objektif seyredebiliyorduk ki.. bize ne gösterilirse ona inanmıyor muyduk.. yani  dostlar ,biz bunlara ççoookkttaannnn alışmış, alıştırılmış insanlar topluluğu değil miyiz... haklarını bilmeyen, hatta savunamayan, çocukluğumuzdan bu yana ''babam seni döver''
diye dolaşan , kendi hallettiğinde disipline gittiğinden dışlanan psikolojilerin olduğu, efendi çocukların kendini okumaya verip mühendisleştiği etliye ve sütlüye de karışmayan bir toplum..  

 değişmek şart... ama nereden..?? konumuz bu olmalı.... cevap ise çok basit.... KENDİMİZDEN..!! DÜŞÜNCE BİÇİMİMİZDEN, ŞAHSİ DEĞİL ,BİRLİK İÇİNDE MENFAATLERİMİZİ DÜŞÜNEBİLEREK,,  biz bazen aynı kelimeyi çok kere duyduğumuzda da kelime anlamını  ya da gücünü diyelim yitiriyor.. BİRLİK gibi... herkes yalnız kaldığı an da ''birlik bence ne demek ve nasıl olmalı, neden birlik istiyorum, bence neyi ifade ediyor BENİM BİRLİK DEDİĞİM KİMLER '' diye uzuunnn uzzuunnn düşünsün.. bir kenara not etsin.... çünkü biz cevap vermek için dinleyen kişilere dönüştük,, haklı çıkmak , üstün çıkmak gibi psikolojiler ...

 SONRASINDA saatlerce konuşabilme yeteneğimiz var... konuştuklarımızla da kalıyoruz zaten... bütün yapılacaklar kaldı yani taaa 4 sene sonraya ... şimdi artık 4 yıl daha oturup bekleyebiliriz,, nasılsa zaman çok ..!! sakın değişmeyin, değiştirmeyin, akıllı olmanın da bir faydası yok , öbekleşir konuşuruz işte hile oldu hurda oldu  vıırrrr vıırrr vıırrrr 

 sevgilerimle

 harika san