27 Mayıs 2011 Cuma

GİDİYORUM SEVGİLİ



gidiyorum sevgili..
her zaman ki gibi önce denize taş atmaya gidiyorum..
sonra biraz gönlümün inadını kırmaya.
mey ile ney ile avunmaya sonra...
kaçmaya senden...uzaklara...
rüzgara değmeye gidiyorum,avuçlarım açık..
füme degrade günlerde,kasvet eğlemeye..
biraz da seni görmeye aslına bakarsan....
gider gitmezz,dönüvermelerim bundan..
sarılıp,öpüveririm diye yanağından.
özlüyor bee,,,hem de çok özlüyor bazen insan,
kendini ,seni,olanı biteni işte...
seviyorum bu aralar duygularımı coşturmayı,
düşüncelerimi koşturmayı..
daha da çok gitmeyi de seviyorum.
öyle yorulmalıyım ki,dönmeye mecalim kalmamalı..
görüyorum seni arada....
sevgini örtmüşsün şapkanla...
seni de,, giderken görüyorum hep.
ama hiç dönüp bakmadım arkama,
gidiyorum sevgili,,,
yine sen bekle orda beni..
bugün sana döneceğim
bakmayacak, göreceğim.
hiçbirşey söyleyemem ama,sen duyarsın nasılsa.
kaybedecek birşey yok ki,,
benden daha mutsuzsun aslında...
neysee iştee be sevgili...
gidiyorum dedim ya......

sevgilerimle..

harika san

18 Mayıs 2011 Çarşamba

AYRILIĞIN 52. GÜN MEVLÜTÜ....:)

derin bir acı vardı kalbinde..bu kadar mıydı yani?? ayrılığın 40 ı çıkmadan gelmişti ihanetler..ne kadar önceden hissetse de, konduramayıp,sevebilmeyi seçmişti hep...bu sonda bir başlangıç bulmalıydı,,,bunun içinden birşey çıkarmalıydı.öyle düşünüyordu hala.yarayı iyileştirmenin yolları,karlı çıkmakla olurdu.öyle zarar ziyanı kabul etmesi mümkün değildi içinin.

ihanet dediğin neydi ki aslında...kim?? kimden?? kime? gitse, ne olurdu..düşündü önce,, neden hayat bitmiş gibi görünüyordu? ne ilk ayrılıktı,ne son ilişki..kendisi derinleştiriyordu acısını kaza kaza..gömmek değil sanki deşmek gibi..aslında biliyordu.bu utandığı birşeydi onun,, ilk defa.herkeste bir ilk bulmaya bayılır,bulunca da giderdi peşinden.diğer ilkler hep güzeldiler.bu ilk de utanç vardı ama ilkti yine de.utancını yenmek için verdiği mücadelenin yolu,çıkmaz sokaktı.labirent gibi nereden girse bir çıkmaza çıktı yol.her gidiş tıkalı, geri dönüş karışıktı.

hep eksik olanları tamamlayıp yollamıştı.düşündü şöylee uzuunn uzuunnn.ömrünün, restoreye verdiği zahmetlerini..ama ihtişamlı olmuştular.soluk değil,renkliydiler,silik değil, görünürdüler ve bu özgüvenin gelişmesinden dolayı,azmettikleri hayatta birşeyler de becerebildiler. ve bunun sebebinin, başlangıcının, kendisi olduğunu bilmesi,pişman etmiyordu bitişler de onu. bu bir başarıydı.kadınlığının farkedildiği, görüldüğü,sevgisinin ve emeğinin, karşılığını bulduğu, takdir ve teşekkür alan hallerdi. onlar gitseler bile, O biliyordu ki..bir zaman sonra oradaydılar, öylece.

o sebeple düşündü yeniden...bu üzüntünün yanında,sofraya koyduğu utançtan bir kaşık daha aldı önce..bu öyle bir tat tı ki ağzının içini burmaktan çok ,yara yapan,yaranın acısıyla konuşmasına engel olan..açıklayamamanın da üzerine tuz biber olup yaktığı...acıydı işte..fena birşey..!! bir gecekondudan da müze yapılabilirdi oysa...derdi belki de bu'nu bir şey yapmayı beceremediğiydi.bu sefer elde ki malzeme sünger gibi bir şeydi.sıktıkça suyu çıktı. hani bu utançtan kurtulmak için vermişti emekleri bu sefer. ama muvaffakiyeti olmayan bir sürecin sonu daha da bir utanarak bitti.

hayatının kaçıncı mertebesindeydi bilinmez.....ama artık tamlamak, tamamlamak niyeti yoktu..canı artık ağaç dikip,gübreleyip,sulayıp,büyütüp,meyvaları çaldırmak istemiyordu.bir bahçe bulmalıydı kendine..yemyeşil yapraklı, kalın gövdeli, sağlam köklü ağaçların olduğu..,,gölgesinde gezinmeli ve istediği meyvayı, dalından yemeliydi.

işte yine bir sonuca varmıştı.derin biiirrrr soluk aldı.artık sıra,beton yığınlarının içinden çıkıp,toprağı bol olan yerlerde bahçe bulmaya gelmişti...şöyle bir gökyüzüne baktı.evren onu duymuş olmalıydı.ifadesine bir inanç oturtarak kalktı yerinden,hınzır gülüşüyle..olacaktı biliyordu..!!!!

SEVGİLERİMLE

HARİKA SAN