9 Nisan 2010 Cuma

BİR FOTOĞRAF ÇEKİNEBİLİR MİYİZ))))




Bayılırım çocukluğumdan beri fotoğraf çektirmeye ve de çekmeye… Elimde bir makine. Annem kızardı hatta kendini artist mi sanıyorsun kızım sen diye bana) iyi ki sanıyorduysam da iyi sanmışım. Şimdi bakılacak bir sürü fotoğrafım var. Kendimi bildim bileli hem de. Demek ki kendimi ortaokul yıllarında bilmişim. Sınıf arkadaşlarım, öğretmenlerim, her yaz gidilen gençlik kampı anılarım…. Ne yapıyorsam işte. O zamanlar makineler filmli ve tab pahalı olduğundan da kısıtlı çekmişiz. Şimdiki gibi dijital olsa demek bir oda fotoğraftan geçilmeyecekti. O aralar poloraid makineler çıkmıştı. Babam almıştı bize. Çekiyorsun ffııırrtt çıkıyor, hem de renkli, anında. Sadece kendimi de değil herkesi çekmişim.

Konum hep insanlar ve o AN olmuş. Yemek yenilen an, top oynanan an, oyun oynanan an, etkinliğin olduğu an, biri hediyeyi aldığı an, güneş batarken seyredildiği an. Annem yeni bir kıyafet aldıysa ve kendimi güzel hissediyorsam o an…)))) pek ağaç, böcek, çiçek çekmemişim. Ama manzara dersek adına Çanakkale’de gün battığı an, gemilerin geçtiği an, martıların doyduğu anlar var birkaç tane.

Toplulukta istendiği kadar fotoğrafçı olsun, makinem illa ki yanımdadır. İnsan konulu da çeksem, güzel insan demek daha doğru olur,,,ve güzel anlar fotoğraflarımdakiler.. Hep insanların güzel anları var. Sadece kılık kıyafette değil ama keyifte, sohbette, dostlukta…. Yan yana gelişlerde, karşılaşmalarda vs. Sandalyesiyle, entarisiyle, duruşuyla, yanındakiyle, yudumuyla , saçıyla ve en önemlisi tebessümüyle. Hiç sevmem meymenetsiz bakışlı mutsuzları. Çekmem de.Bir de inatla ben poz veremem diyenler vardır. Yahu yaşamı poz vererek yaşama sen!!!!!!! Ruhsuz şey. Doğal doğal bakacaksın işte… beceremediğin bu…!!! Fotojenik olmayanların karakterlerinde gözükmeyen bir şeyler var demek… oysa bana gülümseyen her yüz çok şirin ve anlamlı geliyor… yaşlı, genç, bebek fark etmez. Çizgisi gülümsüyor, derinleşiyor yaşam, onun çizgilerinin arasında…. Anılar onlar…nasıl da fotoğraflanır güzel güzel. Canım derhal dışarıya çıkıp, gün ışığı bitmeden gülen yüzleri aramaya çıkmak istedi. Utangaç tebessümler, fotoğrafı çekiliyor diye gururlu tebessümler, kaykılıp şööyylleee saçını başını el çabukluğu düzeltenler, rujunu tazeleyenler…. Sevgilisinin yanından azıcık uzaklaşanlar ya da tepesine çıkanlar)))) içini yansıtanları çok seviyorum asıl… bakıyorsunuz resme, merhametli, mutlu, müteşekkir bakmış…sevecenliği, içtenliği, samimiyetiyle abartısız bir duruluk var…. O andan hissettiği her duyguyu yansıtmış duruşuna, bakışına….

Her şeyde amatör ruh güzel. Heyecanı da güzel. Bir konu hakkında kural ve kaideleriyle ilgili öğrenim gördüğünüzde ona göre yapmış oluyorsunuz…. Mesela ben… fotoğrafçılık kursuna gitmem ama fotoğraf makineleri nasıl daha işlevsel kullanılır kursuna giderim))))) tab etmeyi öğrenmek istemiyorum ya da fotomontaj yapmayı, ya da bir fotoğrafta sonradan bir şey silmeyi. Ters ışık doğru ışık bunu göz algılıyor zaten. Bazı kurslar yeteneksizler için sanki. Hiç o konuyla daha önce ilgilenmemiş de birden aklına gelivermiş gibi. Çiçekleri zoomlar zoomlar çeker, gösterir çok güzel olmuş di mi diye…. Ne kendi ruhunu katmış ne çiçeğinkini yansıtmıştır. Amacı sadece doğruyu yapabilmek...kafası daha neyi fotoğraflayabilirim de değildir, bir sonra ki aşama 3 gün boyunca makinesini temizlemekle geçer))

Bana misafirliğe gelen, çoluk çocuk, arkadaş, akraba hepsini fotoğraflamışım teker teker.Eskiden Tuana ve Aleyna’nın eve gelen arkadaşları için yüz boyama seti almıştım. Kim ne olmak istiyorsa ona göre onları boyuyordum. Onlar da o kılıkta bir hikaye üretip, onun oyununu oynuyorlardı. E şimdi o an çekilmez mi???? O sevinçler göz ardı edilir mi???

Tanrım evime gelen dostlarımdan mahrum etmesin beni… yıllar sonra resimlere bakarak konuşacak ne kadar çok şey oluyor. Benim hatırlayamadıklarımı onlar hatırlatıyor. Hatta kendi fotoğraflarını kaşla göz arası benden yürütenler bile var. Onlar kendilerini biliyor, deşifre etmeyeceğim..)))) kendinizi takip ediyorsunuz fotoğraflarda…yaşadıklarınızı da. Ben mutlu an fotocusu olduğumdan, bana gelenler hep mutlu anlarını tekrar hatırlıyorlar. Cenazede, hastanede çekmem öyle. Kötü anı onlar. Doğum olması lazım bunun için. Hastalık hustalık , ölüm değil..!!!

Bakış açınız birazda yaşam tarzınız sanırım. Ya da kişiliğiniz. Nereden baktığınıza bağlı yansıyor objektife. Ve de neye baktığınız, nasıl baktığınız…ben de bir de simetri sorunu var. Özne ortada olmalı, kenarlardakiler etrafa güzel dağılmalı…kenardaki gibi de durmamalı. Madem o karenin içinde o da güzel görünmeli. Bütünü güzel olmalı. Yarımlar buçuklu yansıyor, tam olmalı. Saatlerce de uğraşamam çok sabırsızım. Çekmeliyim, görmeliyim, beğenmeliyim. Sonra yeniden işte….zevk benim ki… nasıl yaptığımı anlattım sadece. Hiç detay bilmem. Detay düşünürüm…hep yapmam, ara sıra yaparım. Evde ki sırmalı yastıklarımı, abajurumu, küllüklerimi, evin kapısını da çektiğim olmuştur çünkü şiir yazdım onlara. Bloğuma koyduğum da neyin ne olduğu anlaşılsın, birbirini tamamlasın diye işte…

Eğlenceli terapiler benimkisi. Oyalanırken, düşünüyorum, tasarlıyorum, birleştirip tamamlayınca da çok keyif alıyorum. İş harici uğraşılacak ve deşarj olunacak hobileri olmalı herkesin. Oksijen gibi bu. Bir nevi kendinizi topraklıyorsunuz. Aslında toprağa basmak en güzeli. Ama ben börtü böcekten korktuğumdan basamıyorum yalın ayak. Solucan ezmişim gibi geliyor vıcık vıcık)))) kendimle yapılacak terapilere yöneldim o yüzden. Yazmak, fotoğraf çekmek gibi….bunlar da basılacak ve korkulacak bir şey yok….!!!!!

Bir de koleksiyonculuğum var. Bitmiş çakmak koleksiyonu, demir para koleksiyonu, masa saati koleksiyonu….öyle yüzlerce değil tabi… çakmakların kimin olduğu bile aklımda ama))))) saatler zaten babamdan. Paralar öylesine.harcanamadıkları için birikmişler))))) kızlar küçükmüş, harcamayı becerememişler….

Kendimizi sevelim, oyalayalım, yaptıklarımızı beğenelim… paylaşalım.mutlu olalım, olabilelim…deneyelim..en azından!!! Ne çıkar denemekten?? Fotoğraf çekemiyorsanız gördüğünüzü kara kalem resmedin sizde..!!! yastık altı yetenekleri çıkarma vaktiiiiiii… zil çaldı haydi başlayalım)))) her şey çok güzel olacak….

Sevgiyle kalın…

NOTRİKA: ***hüzün sıvalı insanlar….. dökülsün sıvalarınız….!!!

*** İçimde titiz bir salıklık, salaş bir itina var.

*** zaman kendini vermez sana bekleme…bencilliğin sana zarar… git yetiş
Zamana….

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum yaz