17 Aralık 2009 Perşembe

TDH ve FARABİ....siyasette sevgi sözcüğünü ilk kullanan bilim adamı


bir gece vakti tam da yatmak üzereyken dönüp geldim salona. aklıma farabi takıldı. google 'dan bulup, hemen okumaya başladım. Farabi'nin, fen bilimine, felsefeye, mantığa, sosyolojiye, tıbba, matematiğe ve müziğe epeyce katkıda bulunduğunu , psikoloji ve metafizik üzerine kitaplarının büyük ölçüde kendi çalışmalarını yansıttığını öğrendim.
siyasal alanda düşüncelerini okuduğum da daha da çok araştırmak geldi içimden.aynen şu pragraftı okuduğum .........ve daha sonra beni TDH ile buluşturan yazı:
Siyasal alanda eski Yunan felsefesi,Arap düşüncesine 9. yy’da El-Kindi ile girmişti. Eflatun’un ve Aristo’nun eserlerinin Arapça çevirilerinden yararlanan El-Kindi, devlet yönetimi ile ilgili bir düzine risale yazmıştı. Bununla birlikte İslam uygarlığında siyaset felsefesinin kurucusu olarak Farabi bilinir. Farabi, devlet felsefesi ile ilgili temel düşüncelerini “Fusul al-Madani”, “Medine-i Fadıla” ve “ Kitab es-Siyaset” başlıklı eserlerinde ortaya koymuştur. Bue eserlerde,devleti Aristo gibi uzuvcu bir yaklaşımla ele almış ve nasıl insan vücudu belli organlardan oluşuyorsa,çeşitli düzeydeki toplumların da belli organlardan oluşan bir yapıya sahip olduklarını ileri sürmüştür. Farabi bu konuda,Eflatun’un “Cumhuriyet”inden esinlendiği anlaşılan, beş tabakalı bir Erdemli Şehir (”Medine-i Fadıla”) tablosu çizmiştir. Bu siyasal birimin başında bir “filozof-hükümdar” bulunacak,eğer böyle biri yoksa devleti ya bir grup ya da kanun ve gelenekleri iyi bilen biri yönetecektir. Toplumun tabakaları birbirlerine SEVGİ ile bağlı olacaklar ve toplumun yönetimine “adalet” ilkesi egemen kılınacaktır. Farabi, devlet hayatı ile ilgili ilkeleri sayarken, ilk olarak “adalet”i belirtmekte ve “ adalet toplum mensuplarının paylaştıkları bütün iyi şeylerin başında gelir” demektedir. Burada “Prenslerin aynası” geleneğini oluşturan, doğu felsefesi ile eski Yunan siyasal düşüncesini birleştiren temel bir ilke ile karşı karşıyayız.
sevgili merkez ilçe başkanım ibrahim keser o dönem bana türkiye değişim hareketinden bahsetti.bu tür birkaç zamanlık sohbetlerden sonra siyasetin içinde yer alıp almayacağımı sordu.işte çekim yasası o anda başladı. ben bu partinin sloganını gördüğümde sorgusuz sualsiz heyecana kapıldım . var mı böyle bir söz......SEVGİ KAZANACAK. neye, neden, nasıl itiraz edilirdim şimdi.çünki yine o ana kadar araştırdığım bir metafizik konusu vardı. elimde çekim yasası kitabım,,,, sanırım sarı kanepemde 1 gece bile düşünmemişimdir hiç bilmediğim siyasetin içine girip girmeyeceğimi..:)))))
içimdeki sevgiyi siyasetle buluşturan farabi ve tdh nin sloganı oldu kısaca. hevesliyim, inanıyorum. yeniyim ve hep böyle eskitilmeden yeni kalmak istiyorum. araştırıyorum, soruyorum, bilmeye çalışıyorum. umudum ve coşkum tavan yapmış durumda.....sanırım sinirlerimin biraz vidaları gevşek.....bu da bir süreç. herkezin bir vesile kendisinde törpülemesi gereken huyları vardır.iş ki becerebilmek....!! evrene bol bol iktidar biziz sözünü yazıyorum. altında sn sarıgül'ün imzasını hayal ederek...
herşey gönlünüzce olsun
sevgilerimle....

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum yaz