26 Temmuz 2013 Cuma

DÜNDEN SONRA,YOLDAN ÖNCE...

kızacak kimsesi yoktu kadının kendinden başka.... gözleri yumurta gibi olmuştu ağlatılmaktan.. insan olmak farkı, uçurum yaratıyordu aralarında..köpekkk diyebiliyor ve her seferinde ısırtıyordu kendini...insanlar vicdan muhakemesi yaparlardı... yapmalılardı... bu adam hiç mi yapmaz, hiç mi kendini sorgulamazdı...hiç mi farkına varıp, için için üzülmezdi... hiçbiryerde hatta kalbinde ağırlayamadığı bu kadın için.... kendince güzel bir yerdeyken ,keşke o da olsa, demez miydi... bu kadar emeğe ve yaşanana, bir vefa ödemek ,ödül vermek istemez miydi insan hiç...ağırlamak istemek işte,, kırmadan ,sıkı tutarak...yanında istemek... tüm itibarsızlığını ,başarısızlığını, karakter ve güç eksikliğini bilerek... özür dilercesine,tebessüm görmek istercesine...  diğer kadınlara bir  şey ısmarlarken,kendini adam mı sanıyordu? huncarca sevişip, şiddet uyguladığı, küfür ettiği,sonrasında sana aşığım diye gezdiği ,aklına gelen her türlü kötü kalpli ve allahsızca davranışları yapıp ,iyilik beklediği...derin bir travma geçiriyor olmalıydı... bedelleri çok ağır olacaktı ,biliyordu kadın...  cinsel obje olmaktan başka bir duygu sürmüyordu adam... suç ortağı gibi hissediyordu kadın kendini her seferinde... sanki büyük bir utanç yaşamışçasına koşuyordu banyoya, asabı bozuluyor, midesi bulanıyordu,kendisini dahil gördükçe...derinine iniyordu tiksinmeler.... ve kendini affedemedikçe bir güzellik olsun istiyor ve dibe batıyordu... bu kadının kendisiyle  kavgası halini almıştı... bu ziyan ortadan kalkmalı ,bedenine ,ruhuna ve kalbine güzel bir adam değmeliydi.. ne istediğini bilen ve bulduğunu anlayan,olgun ,şefkatli ve asil bir adam...  kadın bu zavallı ,bencil ve küstah yaradılışı bırakıp, takılı kaldığı balçıktan çıkmalıydı...  allahın ona bahşettiği hayatta ki varlığı güzeldi... gönlü,düşüncesi,yaşayışı,ilşkileri sevgisi... bu hastalık fazla sürmüştü,operasyon şarttı... hep bu tür çıkmazlarda ,tanrı yetişirdi...güzel giyimli,beyfendi,oturmayı kalkmayı bilen dostlarla ,gün geçirir,onlara baktıkça ,aklının kendisini almadığını farkeder ,öyle karanlığı süzerdi kadın... aynaya baktı... her seferinde çirkinleşiyordu güzel gözleri,,, ayna da kalbine dokundu, kendisini seyretti.. birazdan küçük bir valizle gidecekti... hayatın güzel tesadüfleri hep ondan yanaydı... bir kere daha çok kızdı kendine....  bu duyguyu bertaraf etmeliydi... 2 saatlik yolda belki biraz daha aklında olabilirdi ,iğrenç yaradılışın iğrenç davranış ve sözleri.... olsun.... güzele gidiyordu... yine güzele gidiyordu... birazdan deniz kıyısında güzel bir sofrada... güzel kelamlarla ,dolu dolu keyifleri olacaktı arkadaşlarıyla.. düşünmeye değmediğini bildiği düşüncelerinden kurtulacak,huzurla ,tazelenerek ve güvende uyuyacak ,,saygıyı ,şefkati, insanlığı yaşayacak davet edilmenin,sevilmenin,değerin,saygının tadına varacaktı.... gözleri dolu dolu anlatacak ve yumuşak cümlelerle karşılanaktı.. zordu anlatmak...seçimi için kendinden utanmak.. adam nasılsa çookttaannn kafayı güzelleştirmiş ve o sırıtan yüz ifadesiyle ,birinin gözlerine dalmış ,umarsız ruh haline bürünmüş,bilgiç ve yalan cümleleri,kendisi de inanmadığı halde savurmaya başlamıştı bile,,,  gram üzüntü duymayan ,sevgiden bahseden.. sevgisiz ve vicdansız bu adam ,çok istediği halde affedemeyeceği tek adam olarak maalesef kalacaktı.. hafif bir kıyafet soktu çantaya ,ve en sevdiği leylak çamaşırlarını... güzeldi hala... kimsenin bakmaya kıyamadığı, o şiş gözlerine rağmen ...  üzüntüyü bırakıp sevme zamanı gelmişti kadının,, bir adam sevme zamanıydı... yakındı biliyordu...   biri onu sevmiyor diye ,kendini
gömmenin hiçbir faydası yoktu... herkes kadar sevmek ve sevilmek hakkını kullanmak istiyordu...

HARİKA SAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum yaz