21 Şubat 2013 Perşembe

AŞİNA HAYATLARIN DEĞİŞİK YAZILIŞLARI...

artık herşey bilmeyinceye değin....kırkından sonra,, ancak unutarak mutlu olanabilir çünkü.. hani 7 yaşına kadar verilirmiş çocuğa ne verilirse derler....hani sonrasında okula gideriz, aşık oluruz, çocuk sahibi oluruz, iş kurarız, ayrılırız vesaire ya hanii..derken bir gün büyüdüğümüzü anlarız..adına yaşlılık da diyemeyiz 80nine gelmedikçe..ağırlaşır beynimiz, düşüncelerimiz.bacaklarımız tutmaz, gözümüz görmez, kulağımız duymaz...onlarda bile azalma var o sebeple belleğinde yükünü hafifletmeli.. daha doğrusu öğrenecek ne kaldı ki şeklinde betonlaşmış düşünceleri atıp,yerlerine yenilerini koymayı becermeli....

bu yaşımda doğurmuş olsaydım eğer kızlarımı, onlara ayıp kelimesini ve içeriğini hiç öğretmezdim mesela..terbiye dediğimiz şey nedir ki...bir sürü terbiyeli , bir sürü terbiyesizle mücadele içinde değil mi ki?? bu yansımalar ve yanılsamalar git gide boğuyor insanı..hele bir de dolunay olan gecelerde...,,yürek de büyüyüveriyor sanki...:))))

çok şey öğrenmek, bilmek, görmek demek...kargaşalı düşünceler demek..o yüzden değilmidir insanlar yaş dönümlerinde dağlara, kırlara, köylere kaçarlar.. bundan önce çocukları evlendirme zorunluluğu olur.daha emniyette olacaklarmış gibi sanki.. bencil bir düşünceye hizmet etmemek adına, vicdan yapmamak adına hep sıramızı bekleriz..biz hep en son geliriz..oysa ki uçak da bile uyarılır herhangi bir tehlike anında oksijen maskenizi ilk önce kendinize takın diye.. bu daha çok kadınlara ait bir duygu belkide...önceliğini vermek...

sona kalan dona kalır dememişler boşuna....galiba kendini fazlasıyla sevmenin adı bencillik..sadece kendini düşünmek..iyi ama kendinizi sevin falan deniyor ya hep...onunda mı orta kararı var..nasıl denk getireceğiz biz bu ölçüleri bilmem:)))

SEVGİLERİMLE...

HARİKA SAN..:))

( yine eskilerden...)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum yaz