18 Temmuz 2012 Çarşamba

MİLİM FARKIYLA.....

neden odaklanamadığım konusuna takıldığımdan beri ,kafamı 1 ' er mm çevirmeye karar vermiştim. böylece daha yavaş bakabildiğim için görebilecek,zaten bozuk olan gözlerim yüzünden algılayamadıklarımı, en azından algılama temennisi içinde olabilecektim...

bir deniz kenarı gezintisiydi yine..şehrim insanını seyre daldığım bir gün..sevdiğim bir abim her zaman ki gibi fotoğraf makinasını almış, parkinsonlu halinle kendini mutlu eden hobisinin peşinde..arkasında kayığına yetişmeye çalışan, kolunun altında rakısı....nappttııııııı diye seslenen eski bir dost:) 3 gün cezaevinde yatıp çıkmış, hala vefalı bir sevgili isteyen, birkaç ayını kaçak yaşadığı halde,,hala kendinden kaçak bir mekan sahibi.. 7 yıldır havalandırma yaptırmayıp, komşulara illallah dedirttikten sonra, bu ay havalandırmasını taktırıp, karşı kaldırımın taşından ustaları seyreden öbür mekancı:)) yat limanı eşrafından dolabını tıka basa ikram edilebilecek herşeyle doldurmuş, şikayet ettiği otlakcı dostlarını bekleyen sevgili tekne sahibi dostum, sabahın 5'inde alkolun şipşirin yaptığı, çorbacı müdavimi, sarımsak kokulu çocukluk arkadaşlarım...işini gücünü kaybetse de ,kendini kaybetmemiş gülen mavi gözlü hala aşka yeltenip, eve bırakma bahanesiyle kızı bende sorgulayan bir diğeri.... yeni yetme, bıyıkları yeni terlemiş, kendini miroğlu yapmış ,' baba senle konuşmamız lazım' diye gelip asıl isteği başka şehirde yaşayan kız arkadaşını görmek istemek olduğu halde ' beni sigortalı yapmıyolar baba' diye sofraya oturan güzel evlat...:) diğer sokakta, kadını beden algılayan, kıçında ki kılları ağırmış, bana sorsalar bir bok yapamaz dediğim,alkolden gözleri kızarmış,saçları yağ içinde gömleğin 5 düğmesi açık yaşlı bir kurt... hayırlı günler diye geçen 20 yıllık piyangocu abim.. cebinde parası bitipte, kimin sofrasına kaynasam acaba diye dolaşan,göbeği düğmelerini zorlayan ayrı bir zat.. 4-5 kişilik gruplarıyla her hafta aynı mekanın ,aynı masasına efendi gibi oturup,neziih dostluklarına gıbte ettiğim eski çanakkaleli büyüklerim..civciv sarısı kısa saçları, poposuna geçirdiği küçük şortuyla içinde ki isyanı,beden diline boşvermişlik olarak yansıtan eski bir arkadaşımın gece 2 'de yürüyüşe çıkmış eski karısı..zıkkımlanmaya doyamayıp, 10 birayı veresiye nasıl alırım diye önce markete dalıp, sohbet bahanesiyle kıvırmaya çalışan cevatpaşa eşrafı:))) hergün bir tanıdığımızı uğurladığımız, necip paşa camiinin ,aynı amcalarla dolu çay bahçesi... 7 yıldır nar simitin hiç değişmeyen tuhaf sesli, o geçerken saatin 10.00 olduğunu bildiğimiz simitcisi.. günün belli saatleri beni arayıp,'sesini duymak istedim' bahanesiyle duygu ve isteklerini birbirine karıştırmış,yutkunanlar sinsilesi... öbür yanda hala babaya ne sattırsam da ev mi alsam, tekne mi alsam, arabayı mı değiştirsem kararsızlığında, güzel giyimli benim zamanımın orta yaşlı delikanlıları.. 50 yaşına gelipte 'ben kimim ' diyememiş koskocaman kadının,amacsız, hayat adı altında paraya mı ,adamamı tutanacağını bilemeden,mantığı kendinden önce yaşlanmış halleri..şehrinde,sadece kuru fasulye yemeğe alışkın bir görgüsüzün ,bu şehirde en azından hamburger yemeği bilen bir kadının peşine gelip,o'nun parasıyla yaptığı bir sürü şaşkın hayalli haller...fabrikasını kötü bir şekilde kapattıktan sonra, algıları da kapanmış, dik başlı bir ihtiyarın veresiye verdiği hayat dersleri... geriye söylenecek tek bir söz bırakmamış,sakız şişirip patlatan bir anne.... o hoooooooo bitmeyecek gibi bu milimlik bakış açısı:)))

işteeee..... 3-5 günlük seyri seferlerimde detay vermeden sadece bakarak gördüklerim...içlerini dökselerdi neler çıkacaktı bilmiyorum...daha doğrusu ben sadece gözümü açmak istedim....gönlümü daha sonra açarım:)))

HARİKA SAN

SEVGİLERİMLE.......

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum yaz