16 Mart 2010 Salı

için dışınla öpüşmezse, kendinle sevişemezsin..!!


tadım yok bu aralar; ne sohbet tatlı geliyor, ne yediğim yemek, ne havanın durumu, ne yeşeren bir çiçek.... benim böyle olduğum dönemlerde her bir şey üst üste gelir nedense!!! evdeki makinalar bozulur, sular kesilir, olmadık bir yerlerden gereksiz ödemeler çıkar vs vs. halimin yani halsizliğimin üzerine yıkılır tüm aksilikler. suskunluk bürür bu durumlarda beni... sessizce kaybolurum içimde. kayıp demeyelim hadi. saklanırım kendime. önüme gelene anlatmayı da sevmem, kimse bana gelip bir şey anlatsında istemem. enerjinin geçişgen birşey olduğunu düşünüyorum, asık suratımla kimseninkini etkilemek istemem. bende yeterince düşükken de kimsenin derdine çare bulamam.hep akıl hocası ya da eğlence merkezi olacak değilim ya. düşüncelerimi yayıntı yapmak ve tozlandırmak hoşuma gidiyor bu dönemlerde.

bu gibi durumlar yaratıcılığımı da etkiliyor. çözümsüz durumlarda sükut etmek, yan etki gibi dolaylı kitliyor doğurgan tarafımı. belki sindirim dönemidir:)))) gurul gurul ederek, bağırsaklarımdan geçmesini ve foseptiğe karışmasını beklemek lazım:)))

ama yeni birşeyler üretemesemde, eskileri derleyebiliyorum. düzen manyağı oldum bu aralar..!! topladım derme çatma , kağıtlarda, peçetelerde, bulduğum her yazılabilecek olan yerlerde, yazıp çizdiğim ne varsa.... okudukça durum değerlendirmesi gibi geliyor. ne yaşamışım, ne tepki vermişim,,, sonra izin vermiş miyim, öfke yapmış mıyım??? yoksa salmış mıyım mevlaya???

hep öfkeden ve haksız bir durumdan beslenmişim. salmışım evet.., bir dönemi kendime suskunluk edinip, içimde tolere edip, yeme , yutma, hazmetmeyi bitirip, sindirip , yeniden hayyddiii hoopppaaaa diyebiliyorum:)) bu huyumu seviyorum. HALLETMEDEN ARDIMA ATMIYORUM, YAŞADIĞIM HİÇ BİRŞEYİ BİRİKTİRMİYORUM, HALLEDİYORUM. içimde defterini dürüyorum onun.konunun ne olduğu önemli değil.iş, aşk, hayat, sağlık....vs.benim sevmediğim kafaya takarak beklemek değil, çözmek...çözümsüz bırakılanlar bünyede kist yapan virüsler gibi. karşımdaki iletişim yetmezi olsa bile onu kendi haline bırakmakla bitmiyor iş. hadiseyi düşünmemek için, kendine zulum yapmamak için, ikinci adım; içinde çözünürlüğe ulaştırman, içini rahat ettirmendir.oldu napalım unut gitsin diyorsan bu yarım bırakmaktır.kalan yarısını hayatın içinde başka bir örnekde muhakkak yaşarsın. o yüzden halledecek ve tamam ohh bee diyeceksin. kendimle sıkı bir pazarlıktan ve münakaşadan sonra unutarak değil, doğru kararı vererek uzatmamış ve bilinçaltı yaratmamış oluyorum böylece. git evrende kaybol şimdi diyerek...... bende varolmıyorsa ben ne yapayım di mi ama:))) zorla güzellik olur mu olmaz mı bilmem. yok yookkk bunu da bilirim ben. güzellik...: güzel olsun istiyorsan olur. ilk başta aleyhine bile görünebilir. bu durum senin hayrına ve güzeldir. OLDU İŞTE:))))

kendini telkin etmeler ustası oldum. sohbetimde iyidir kendimle, küsüşmeyi bilmeyiz biz içimle. sadece bir dönem konuşmadığımız olur o kadar. yorgunluk adı.hoşgörüsü vardır özümün. sabırsızlığımı da sayarsak uzun sürmüyor yani. konuşmazsam çatlarım ben. ikizler burcuyum nitekim:))) içimde tutmayı da sevmem. bir de kasvet varsa hele at gitsin kardeşim..!!!! kir, pas, yağ, tüm lekeler için acil öneri paketleri hazırlamıştım yıllar önce:)))) kullanma zamanı..!!! ddiinnngg doonnggggg vakit tamam.......

içimi teşhir ettim biraz. teşhir doğru mudur tam olarak??? vitrine çıkarmadığıma göre. peki içimi döktüm diyeyim. yayıntı yaptım. arızalı parçayı arıyorum. bulduğumda toplayıp, çalışır hale getiririm:))))

yeteneklerimi özledim... özlemle kalın, hoşçakalın..!!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum yaz