28 Ekim 2014 Salı

su damlası perisi ve polen tanrısı.. bir düşünce klasiği :))

AŞK'ı , aşk zamanı değil de,, soğuttuktan sonra ,süsleme sanatım olduğunu anladım.. sanki birşeyleri kabul mu etmiyordum ya da bu yazma etme gibi yan etkilerinden acaip mi besleniyordum bilemedim... gerçi yazılarımda tek hücreli canlılar gibi , tek insan üzerinden başlayıp , genele yayılıp bir ironiyle de son buldu sıklıkla.. kendi iç benliğimde yaşananlara bir dönüşüm mü uyguluyordum ki farkında olmadan.... enkazdan , geri dönüşümlü saray yapmak ...!! hhaahhh çok eğlenceli.. yazıyla şakalaşmak....., anlatmak..., dikkati dağıtmak ... oyun muydu ki..?? olabilir.. eğlenceli geldiğini biliyorum sadece..

aşk zamansızlığında, yine bir gün, ince düşüncelere gark olmuşken , durumu biraz masalsı, biraz başka bir temada, biraz masum ama evrensel hale getirip, bir su damlası perisiyle, polen tanrısının aşkını yazabilmek fikri gelişti aniden.. öyle heyecanlandırdı ki bu uydurduğum kahramanlar  beni.... polen taşıyıcılarını,  nasıl tanrılaştırdım veya (tanrısallaştırdım)  bilemedim :)) yazıyı değil, hatta senaryoyu yazdım , üzerine onu animasyonlaştırıp, belgesellerden seyrettiğim, anladığım, gördüğüm, bağdaştırdığım bilgilerle de kaynaştırıp warner bros a bile sattım :)) böylece içinde hem su damlasının , bitkilerde ki görevi, hem polenlerin  ve polen taşıyan ,kanatlıların:)) (böcek sinek deseydim daha mı iyiydi yani ) :)))  mevsimsel ya da her daim yapmakla görevli olduğu durumu, karşılaşma hallerinden, görevi tamamlama hallerine kadar, en olamayacak , gerçeklikte ama çok masum duygulara giydirip imkansız aşkımı içine vahşet sokmadan anlatabilirdim belki.. güldürme sanatını benimsemiş ve misyon edinmiş biri olarak , ağlak ve derin psikolojili şeyler yazmak , herşeyden önce , kendi ruhumu daraltır.. kalemimle logo yapmayı, evcilik oynamayı, seslendirmeyi seviyorum duygularımı...
daha hikayenin ne başı var ne sonu... ortada iki tane kel alaka kahraman ve bir aşk var :))) önce yağmur mu yağsa,,, yok yok bahar mı olsa,, arı vız vız mı dese bilmem... her şey olması gerektiği zamanda olurmuş... bir de unutma kabiliyetim var ki , akıllara ziyan... en iyisi bir başlık halinde not edeyim de dedim... zamanı gelince içini de doldururuz...:)

düşünce dünyamın klasiklerinden olacağa benzer :)

SEVGİLERİMLE

HARİKA SAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum yaz