her konuda bir fikrim olduğunu, söyleyecek , soracak, söylenecek olduğum durumlarda hep '' yazsam , desem, konuşsam ne olacak'' fikriyle susmuşumdur.. bu vatan millet, sakarya olur, karı koca olur, bir durum , bir hal olur... çözüm odaklı düşünüp, yolda kaldıysam, ''bir sen misin '' deyip ''birlik'' ten hiçbirşey yapamadıktan sonra,''hiçliği'' çoğaltarak.. ''yapacak birşey yok aslında'' fikrine intikalle susanlardanım uzuunnnnn zamandır.. konu çeşitliliğim, düşünce de çoklu bakış açım , çok olmasına rağmen.... 'kime diyeyim ne diyeyim,, neden diyeyim,,, hadi diyeyim de içimden çıksın' , fikrine hizmet edeyim dedim .
bu sağlık sektörü bir alem... bu alem içinde gözlük, gözlükçülük ve bunun yapılandırılması ayrı bir alem.... ilmeği kaçmış bir çoraba, bari delik gözükmesin diye yapılan ve görünen yamalar gibi.... toptancısından, dükkancısına, babadan oğula bir meslek uuzzunnn yıllardır... tuhafiyeciden bir farkı da yok eylemin.. kurulu düzen ve hele o zamanlar için kar marjı yüksek, denetleyen, neyi denetleyeceğinden bihaber, aksı ,şavkı, pupilası kayık, odaksız camlarla odaklanmaya çalışan,gözü bozuklar... esnaflıkla, sağlık sektörünü ayıramamış tüccarlar.. bilinç düzeyi için , sınavdan değil, hayattan geçmesi gerekenler, para elledikçe eline bulaşanlar.. vs vs.... eskiyi anlata anlata bitiremem. tadı başkadır eskilerin, ama tadlandırmak değil niyetim. eleştirmek... tadı damağında kalan yoktur, parsayı toplayan topladı zaten... halaaaa mı..... yyuuhh bi durun yol açın arkadaş...!!!
özünde cehalet olan bir topluluk..o yıllarda bilmem kaç yılda bir açılan sınavlarla sertifika alıp, sonrasında üniversite kapsamına alınan.. iyileştirici, kaçak göçeği önleyici maddelerle, denetim altına alınan bu müesseselerde, mesül müdürlük kısmında, rastladığım değişimler dikkatimi çekti... heyet raporunu neden istediklerini de anlamamıştım gerçi.. gir çık, tahlil,tetkik, kontrol olmadan al raporu, ilgili merciye teslim et....!!! şimdi değişmiş.. nasıl değişmiş biliyor musunuz?? mesül müdür olan şahsın, artık 65 yaş altı ise heyet raporuna ihtiyacı yok... el yazısıyla ben sağlıklıyım yazıyor, sağlık müdürlüğüne :)) sabıka kaydı mecburi... bu da kolaylaşmış e-devlet çıktığından beri boş adliye... zaten başka binaya almışlar. alt katta bilmediğinizden 'sabıka kaydı alacağım' diyorsunuz... uzakta oturan bir kız size sadece ' 1 lira' diye cevap veriyor, verip, yukarıya çıkıyorsunuz, formu kendiniz doldurup, başka bir odaya giriyorsunuz, form elinizde ayakta ne yapacağınızı bilmiyorken, telefonunu yeni almış , bunun hevesiyle şarj etmeye çalışan bir memurun o işi bitirmesini bekliyor, gözlüksüz yaptığından,ağır hareketlerinde yardımcı olamadan, işini bitirmesini bekleyip, 'ben suçsuzum aslında' kağıdınızla sağlık müdürlüğüne gidiyorsunuz... orada size yönetmeliğin değiştiğine, toleransın azaldığına , sıkı denetimlere istinaden , yetkili kişi, görevi gereği açıklamalarda bulunuyor.... boşluk boşluk boşluk.. bllaa blaaa blaa......
mesül müdür görevinin başında bulunacak... 3 ay da bir yapılan denetimler de olur da ,dilekçesiz bulunmadığı tespit edilirse cezalı...... 1 saat bile müsade süresi yok... eh bee birader.. ishal olamayacak mıyız??? yahu oldu da denk geldi, beklemeyecek misiniz?? sağlık müdürlüğüne 1 günlük dilekçe mi vereceğiz?? nasıl ispat edeceğiz..??? olur ya üst üste 2. si denk geldi.. böyle saçmalık hep savunma mekanizmasıyla hareket eden bir suçluluk duygusu..... nasıl olacak bu iş....!!!! bunun kısa yolu var... mesül müdür avına çıkacağınıza... kanun maddesi ne diyor???? gözlükler mesul müdür denetiminde akılacak..!!! ayrılma kalfanın başından :)) mesul müdür yok diyeceğine..... o an makine çalışıyor mu onu denetle..??!!!! evet mesül müdür yok ama mağazada cam takma işlemi de yok...!! an geldi ölüm oldu, kaza oldu, gidildi... de ki ruhsat sahibi , aynı zamanda iş sahibi.... o an karısına haber etmeyen insanlar , can havliyle giderken, sağlık müdürlüğü oldu kaynana....... anlat anlatabilirsen, aman aramız bozulmasın mantığı.... yaahu bir düzenleme yapıyor iseniz, boşluksuz düzenleyin,,, kime göre neye göre olan kısmından,........ evrensel, dairesel 360 derecelik bakın... bir deli bir kuyuya taş atıyor, biri birine diş geçirmek için yasa çıkarıyor... önü arkası boş..... hiç bir yer ego tatmin yeri değil... evet gözlük sektörü yıllarca başı boştu ama böyle güdülmez...bunun daha net, daha mantıklı, matematikli veyahut, akıllı denetimi muhakkak vardır..türkün aklı her daim pratiğe çalışır, yasaklar getirir isen... amaç dürüstlüğü getirmekten, temelli katakulli düşündürtmeye geçer....işler her halükarda işliyor, işletene....!!! yapmayın ey zatı muhteremler...
eczacılar ve gözlükçüler aynı kıstasla değerlendirilmemeli.... gözlükçüler, yan etkisi testten geçmemiş kremler hazırlamıyor, bu numara elimizde yok size aynı etkide başka numara verelim demiyor... denetleyeekseniz, hastaya , reçete de yazan mı verilmiş, onu denetleyin... ne bilsin hasta?? şekerinden göstermiyor diyen hasta da var... çerçevesinin süsünü düşünmekten, odağını bilmeyen hasta da.... doktor diyor ki gözlükçün yanlış takmış... sorumsuz doktor yok mu hiç?? herşeyde adil olmak , adil düşünmek lazım.. ilkokul mezunu bazlı bu meslekte, dernek ve dernekçilik başka bir yazı konum olsun.. şimdilik bu kadar olsun...:) söz meclisten dışarı, gönülden içeri...
SEVGİLERİMLE
HARİKA SAN
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
yorum yaz