17 Haziran 2014 Salı

evladı, desek de mi saklasak, demesek de mi büyütsek ..???

yine bilemediğim gecelerden biriydi.. artık bilmek ya da bilmemek ''to be or not to be'' nin önündeydi.. bana fikrim sorulmadan , bok yedi başılık yapmamayı öğrendiğimden beri, uzağı görürken, ''taş var önünde '' demiyordum.. hani kontratlarımız varmış, hani deneyimlememiz gerekirmiş, hani biz hatırlayamadığımız, zaman diliminde, imzalamışız, hani düşüncelerimiz yaratırmış, hani eski kayıtlarımız varmış, dna mız varmış,, hani son zamanda arınmak, bilinç altı temizliği, dönüşüm, değişim varmış,,, evvel zaman ahir zaman, pire berber, deve tellal iken öğrendiklerimizle olmuyormuş, zaten ataerkilken birden ,fatom kuşağını falan öğrenen , siyah beyaz, tek kanallı, televizyon dünyamızdan kopup, bilgisayar çağını gören , ve daha nelere göreceği belli de olmayan , beyin dumurunu, güzel geçişli yaşayan bizim ara nesil olarak.. bu sefer öğüt vermek doğru mudur değil midir evlat yetiştirirken??? sorusuna takılı kaldım.. madem yıllardır öğretilenleri, bilinçaltı temizliği olarak, ama okuyarak, ama yaşam koçu tutarak ama psikiyatrislere, hipnozlara, hindistanlara giderek yapmaya çalışıyoruz .. şu anda, bu şehirde, bu taze kimliğe,,,herkesi anlatayım mı? bırak kalsın deneyimlesin mi bilemedim.. öyle ya çalışan, çalışarak geçiyor, kopyacı, kopyayla,,, kolaylaştırmak mı, yoksa kendime benzetmek mi, işine karışmak mı, yönünü değiştirmek mi, etkili mi olmak lazım,, yoksa kendi karar mekanizmaları çalışsın diye seyirci mi kiii (uzun zamandır yaptığım ''sen bilirsin'' '' ne istiyorsun'' peki neden bunu böyle istiyorsun'' gibi sorulardan ibaret , kendi kendileriyle soru cevap gitmeleriydi.. yani kendilerine ait, kendi kararlarıyla bir yaşam...) yapma desem bir dert.... yap desem ayrı mevzu , içsel meselelerim..qantum, re2,pozitif, negatif, inanç, sevgi, değişim, dönüşüm, karma,kayıt,dna, içsel yolculuk ,ego,devre uymayan öğretiler,iliminatu, marduk kehanetleri,kuranın şifreleri,melekler, aura, enerjiler, düşünce gücü , melekler, derken... yoldakinin, yoluna dikilmek mi oluyordu, ver elini demek mi, yardım etmek mi, yolunu değiştirmeye sebep olmak mı... benceler miydi, kostümsüz roller mi bilemedim gitti.... herkese susarım da konu evlat , konu can olunca, bu kadar okumuşluğa,kah anlamışlığa, kah soru soracak merci bulamamışlığa inat, bir muaalak ki sormayın gitsin... kestirme yolu diyeceğimde, bu benim kestirmem... söyleyeyim mi, bulsun mu?? hoca nasrettin gibi..'' sende haklısın'' kısmındayım , ne yapacağımı bilemediğim bu dönemin.. istediğim tek şey, onların doğrusunda misafir olmak.... bana göre yanlış olan , onlar da mutluluk yaratıp , yaşatıyorsa kendilerine , dahil olmak.... yaaaa hüzün?? ya mutsuzluk diyen vardır...... bana niye soruyorsunuz ki?? hepimiz ya kararı biz veriyoruz,,, ya da bizim için verilen kararlara uyuyoruz... değil mi??? :) bilsem bildiğimi yazardım... bilmediğimi yazışım bundan :)))

HARİKA SAN....

HEPSİ SEVGİYLE, HEPSİ SEVGİDEN,HEP SEVGİLERİMLE...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum yaz