16 Haziran 2014 Pazartesi

BİR ŞEHİR GÜNLÜĞÜ... 'nün 7 saati... :)

çok sevdiğim yaz geldi geleli evde oturasım yok... sarı kanepemde otururken ''haydi '' dedim ''kalk ve sezonu aç bakalım.sana en yakın plaja doğğğruuu''  tam evden çıktım fayton gördüm, yaklaştım ''amca kaça götürürsün '' dedim ''20 lira'' dedi...'' ah be amca dedim , bu nee ?? '' '' turistik amaçlı bu '' dedi. ''para kazanacağına , otur burda sıcakta, akşama kadar..!! turistler şehrin öbür tarafında hem '' diyerek söylendim :)) hem kel hem fodul derler ya...
geçen yıl keşfettiğim mega beach de, yine aynı yerime doğru ilerledim ( bu çok önemlidir nedense benim için, her mekanda ya da gittiğim evde hep aynı yere otururum ) geçen seneden aşina olduğum plajcılarla selamlaşa selamlaşa.... oohhhh be dedim çimlerin üzerine yayılırken... şehrin içinde plaj, herkes güler yüzlü , önüm deniz, altım çimen, istersen kuma uzan, sıcak olursa ,ağaç gölgesine geç. ne karışşann vaarrr ne girişen.. derken daha çimenlerin üzerine konulan minderler hazır olmadığından, yanıma gelen çocuk ''abla ben sana şezlong getireyim'' dedi. ilgiye alakaya ve candan tavırlara seviniyor insan.. kah yüzdüm , kah yandaki spor aletlerinde oyalandım, kah kahvemi içtim , biraz güneşlendim , kitabımı okudum.  eve dönerken de,  taaa öteden motoru ile gelirken ''naaberrr'' diye seslenen bir arkadaşıma rastladım . sohbetin girişi ''ne güzel şehirde yaşıyoruz yahuu değil mi ?? '' oldu... hala söylerim, benden çok tadını çıkaranı  gerçekten yoktur.. her yer yürüyüş mesafesi..
sarıçayın kenarından yürürken bakındım, evlerinin balkonundan boğazı seyredenler, çay bahçeleri, cafeler,  balık ekmekci.. karşıda pür telaşı olmayan roman mahallesi.. derken, benden yaşca hayli büyük bir abim '' iyi ki doğdunuzzzz '' diye seslendi gülümsedim. doğumgünümdü, facebook ta arkadaşım olduğundan biliyordu... ''kiminin doğumuna 1 gün sevinilir, sizinkine her gün '' diyerek , tebessümümü devam ettirdi. ''haydi, çarşıdan geçeyim '' dedim , bir börekçinin önünden geçerken ''haydi şuracıkta bir poğaça yiyeyim , birazda dinlenmiş olurum '' dedim.. kayış gibi poğaçadan birşey anlamayarak, kucağıma dökülenleri silkeleyip, yine gördüğüm tanıdıklarla selamlaşa selamlaşa çıktım kordona... hava hala pırıl pırıl, cafe ve restaurantlarda aşina yüzler yerlerini almış, atın önünde poz verenler, mısırcılar, midyeciler, boyacı, incik boncukcular, balıktan dönmüş, leğende capcanlı balıklarını satanlar, herkes yerli yerinde..... insanları da her gün görürseniz , artık bir müddet sonra selamlaşmaya başlıyor ve hatta göremediyseniz ''bugün nerde bu?? '' diyerek de merak ediyorsunuz :)
bir yandan da, akşama, bir kız arkadaşımla doğumgünü yemeğime çıkacağım  için acele etmem lazım.. ''aaammannn harikaa , ne çok bakındın , düşündün beee.... '' deyip hızlandım. rezarvasyonumu yaptırmıştım zaten.. bir tek duş alıp, giyinecektim. ikide bir de yolda gördüğüm kuş tüyleri, hızımı kesiyordu. yine de hepsini topladım tabi... ben eğilip eğilip yerlerden bir şey topladıkca, gören ne düşünmüştür kim bilir :)) ama en modern insanların, (davranışta, yaşayışta, kıyafette, düşüncede) bu kentte toplandıklarını, sonradan gelip , yerleşenlerin de , benzediklerini biliyorum :)) tembel esnaf, no ticaret :)) keyif mi keyif.... o keyfi dibine kadar çıkaran kesim de ayrı bir hikaye.... herşeyi varken, hiçbirşeyi olmayanlar ise apayrı bir hikaye.... şehir küçük olunca ve herkesi tanıyınca, bilgi de bol oluyor elbet... neysee tam evin yokuşuna baktiğımda bir de ne göreyimmm?? karaböcekler...!!! birinin elinde bebek arabası... sadece gözleri görünüyor.... gözlerimi alamadım.. hatta yanına yaklaşıp '' sen gerçekten böyle olmak istiyor musun?? eğer istiyorsan , buna nasıl inandın, allah aşkına bana da anlat ''diyesim geldi. '' hay'' deddiimm ''senin yetiştireceğin çocuğa'' daha gözgözeydik... ''ama ne işi vardı bunun bizim mahallede..?? sadece abideleri gezmeye gelenler arasında görünürlerdi onlar... hıımmm yerleşmişler..''  kadın da benim için neler demiştir kimbilir...  konuşaydık iyiydi :)))))
nihayet akşam oldu , giyindim ve o ççokkk sevdiğim truva oteline gittik arkadaşımla.. keyfini çıkaramayanlara inat, batırdık güneşi.. kadın kadına , güzel güzel ettik sohbetimizi. ayın 13 ü cuma ve dolunay 46 yılda bir olurmuş dediler... ''hımm'' dedim ''ben doğmadan 1 yıl önce olmuş...'' kendime yeni yaşımda bir sürü dilek diledim, pastamın mumlarını üfledim, önümüzden geçen dostlara ''merhabaa'' dedim... ''iyi olana,  kendi olana ,farkına varana, tadını çıkarana, bundan daha güzel bir hayat var mı sevgiyle....?'' bundan daha güzel bir şehir var mı..?? yok...''  dedim... yookkkk..!!!
2015 gelmeyeydi iyiydi :))) bilmiyorum hangi kalabalıklarda beni hangi hikayeler bekliyor....

SEVGİLERİMLE

HARİKA SAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum yaz