8 Ocak 2011 Cumartesi

ŞİMDİ KENDİME NE DERİM BEN...??


bir sürü hallerde, bir sürü duygularda, hislerde yaşayıp gidiyoruz. seviniyoruz, üşüyoruz, istiyoruz,kızıyoruz, özlüyoruz,konuşuyoruz,geziyoruz, düşünüyoruz...ve gün bitiyor...

içimde bugün olmaması gerekli hallere karşı adını bulamadığım bir duygu oluştu. adına utanç desem, tam yerinde olmadı. utandığımı ilk defa ilkokul 3. sınıfta okulun son günü, dayanamayıp, karnelere baktığımda yaşamıştım. öğretmenim farketmişti ve ben rezil olmuştum.başka türlü utanmaklarda vardır. kelime çeşitsizliği bir çok cümle enflasyonu yaratıyor bende.bikini giymeye utanmak mesela. diğeri başkasından aldığın bir duygu. bu ise kendine yaşattığın bir duygu. sanırım dışarıdan alınan duygularda 2 ye ayrılıyor. yakalanmanın utancı başkasından gelen ve karşı tarafın haklı olmasından kaynaklanan utanç, ama yine başkasından gelipte,sen haklıyken kendini kötü hissetmenden kaynaklanan bir duygu var ki ....bu da utanmak..kendinden utanmak.yaptığından, olduğun hallerden veya karşındakinden utanmak...bir toplumda gaf yapmış bir insandan, senin yanında, seni temsil ediyor diye utanmak...ne bileyim yemek yiyişinden utanmak, kılığından utanmak gibi çoğaltılabilir...

bazen de ben bunu niye yaptım diye kendinden utanmak var....!! bu sefer utanmak artık..kendinle seni küstüren, kendinle barıştığında bazen daha da çılbırsızlaştıran ya da artık akıllandıran...ama kendine duyduğun öfke ile günü yaşamayı unutturan. pişmanlıkla beraber sürüklendiğin ama yaşamış ya da yapmış bulunduğundan geçmiş olduğu halde, bugüne ve yarına taşıdığın,kendine kötü davranmaya başladığın bir durumlar zinciri...UTANMAK....!! elinde olmayan sebeplerden veyahut iyi niyetten,karşı şahsa veya olaya üsteleyerek gitmek..biraz inat mı, yoksa istek mi ya da tamamıyle fikirsizlik mi tartışılır. tartışılmaz da aslında kişiye göre değişir diyelim.

asıl konu ise bunun bir kere yaşanmışlıktan dolayı üzerinize yapışıp kalmaması...hani hiçbirimiz müneccim değiliz, az buçuk tahminlerimiz olsa da olumlu tarafından bakıp, oldurmaya gayret ederiz. bilemeyiz elbette sonucunu. umut ederiz ve gayret sarfederiz sadece. bazen de görünen köy kılavuz istemese de yaptıklarımız oluyor ki ... bu işte utanç..., bu tamamıyla senin sana yaptığı, hissinle, tecrübende olduğu halde, gözgöre göreeeee devam ettiğin şeyin getirisi malesef....

bazıları şimdi ne derler kısmına takılır utanırken...bende vuku bulan ise şimdi kendime ne diyeceğim ben??? bir sürü olumsuzu yada olumsuzluğu, zoru, kötüyü mıknatıs gibi çekerken...bunların içinde kendimle boğuşma halimin adı ne olabilir??olayı bırak, kişiyi de bırak, düşüncesinden vazgeçmek ne ile mümkündür??kafa nasıl dağıtılır ve dağılmış kafa nasıl toplanır....sanırım çok gurur verici birşey yaşamam, yapmam lazım geliyor...bu gurur, bu utancı nötrler içimde....

hani şunu yapmak isterdim...en az 5 arkadaşıma anlatayım da belki onlar hadi canım çok büyütmüşsün kafanda derler de yanıltırlar beni, rahatlarım..ama 5 değil 15 arkadaşın başından beri aynı şeyi söylerken,neyi kime anlatacaksın?? ne deyip anlatacaksın?? siz haklıymışsınız, ben kafamın dikine gittim, gördüm anyayı konyayı mı diyeceksiniz?? utançlar bir iken iki olsun pıışşıkkkk:))))) üstelik herkes senin aklına hayranken, düştüğün durumda cabası... taşa geçer kendime geçmez sözüm misali....evet evet....en kısa yoldan bir gurur yaşamak lazım...yaşamak ve yaşatmak lazım.....en pratik ve en şahanesinden kendimi yakışıklı hissetmeliyim....!!! hissettirilmeliyim, hissettirmeliyim....!!!

sevgilerimle...
HARİKA SAN

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

yorum yaz