7 Ocak 2017 Cumartesi

SENİN HAMİLELİĞİN NE ZORDU MEMO'S GARDEN :))

çocukluğumun elektrik ve hatta insan yok iken ki mandalina bahçesi, genç kızlığımın ise çalışarak geçtiği o zaman ki ismiyle goldensand camping motel... hikayesini geçmişi ile anlatırsam ççookkk uzun... şimdisi ile anlatırsam bile uzun çünkü içerisinde binbir türlü psikoloji, düşünce, mücadele, gayret ve anektod var. bu kelimelerin her biri bile bir yazının konusu eğer irdelersem... yıllarca kapısının önünden geçmediğim ve ot tarlası haliyle görenlerin ''kimin ki burası niye ilgilenmiyorlar '' diye merak ettiği, hayatın içinde vizyonu olan  ve ilgilenmesi gerekli gibi duran evlatların da çeşitli sebeplerden ilgilenemediği bir yer.. bu sebepler de 5 paragraf falan eder :) geleliimmm bugüne.....

aylardan mayıs. babam beni çok arayan bir adam değildir baktım telefonda ki  ses babam ... hayır olsun... ''evdeysen sana geleceğim'' dedi.  konu benim 7 yıl önce de hayata geçirdiğim ot tarlası....mücadelenin, yaratmanın ve ondan sonra da güzel oldu ''kaç para kira verebilirsin'' sorusuyla gelen yalnızlığın çocukluğumda ki adı.zaten kulağı duymayan babama bunun neresinden başlayıp neyi anlatmalıydım.... benim kafamda ki başlangıcın kaç para edeceği, neler lazım geleceği, 100 km ötede ki bir yere ulaşım, o coğrafya da ki esnafın esnafsızlığı, başımda erkek olmayışı ........ 7 yıl önce kiracı mahkeme kararıyla o günkü para ile 100 binlik kira  borcu silinerek 30 mayıs ta çıkarılmış ,, hadi yapıver burayı denmesiyle , çatısından ,mobilyasına, yatağından, nevresimine, tabak çanağından ,tenceresine, mutfak ekipmanından dolabına, şezlongundan şemsiyesine çöp kovasından aynasına yapmış,,, ancak kiracının talan ettiği, farelerin kol gezdiği, tavandaki kontraplakların aşağıya sarktığı yeri bütün sezon borca çalışarak ayağa kaldırmıştım.... hemde 3 hafta gibi mucize bir sürede ve sezona yetişerek... reklamsız ve habersiz....üstelik oralarda kimseleri tanımadan.... zaten oranın insanı çalışmaz, bir de çalışanı bulmak ,aramak çevre işi... düşünün ki arabam bile yok..çocuklar o zaman 13 10 yaşlarındalar.amele lazım... bahçeden çıkan çöp için traktörcü lazım... lazımda lazım işte... yaptım vesselam.. adını da MEMO'S GARDEN koydum. babamın ismiyle yaşasın diye. sezon bitti, ben gittim... burasnın da nedeni da uzuncana bir hikaye ... her bir şeyi pek bir komik anlatırım... trajikomik..... onu da sonra anlatırım.. o sezondan .sonra yine bir sezon boş kaldı,, öbür yıl 3 yıllığına kiraya verildi..sonra 1 sezon boş kaldı.... ve yine babam bendeydi......... ama bu sefer  tabiri caiz ise hayvan terliydi....... son kiracı da benim aldığım yaptığım ne varsa götürmüş buna özel eşyalardan sayılan kondisyon bisikletimde dahil... hatta bu sefer güya hırsızların trafodan kesmiş oldukları elektrik kabloları yüzünden elektriği de olmayan bir ot tarlası..... su motoru da yok....ilk açtığımda zemine yaptırdığım ahşaplar yok... yer gök küflü profil..... 100 yıllık çam ağacı restaurantın üzerine yıkılmış çatı gitmiş...ne şezlong ne masa sandalye ne şemsiye var ortalıkta.... yok oğlu yok ve bizim konuşmamız yine başlıyor .....''kaç para kira verebilirsin'' ile.

işte, tam da kendimi bulma , ya da sakladığım yerden çıkarma , ya da kendini düşünmeksizin yaptığın her şeyi başkasının mutluluğu adına yapıp sonra mutluluğunu düşündüğün insanların , senin mutluluğunla hiç alakadar olmadığını anladığın an diriliyorsun zaten... ben çoğu gibi kendimi kurban hissedip  ölmemişim. çok da kurgulu yapmadım ama yaptım işte.... hikayeyi yani işleri yarım bırakmayı sevmem de zaten.... peki dedim ama peki derken bu sefer onlara birkaç sezon kira veremeyeceğimi , ama olur da mucize olursa zaten paylaşımcı evlatlığımdan da taviz vermeyeceğimi söyledim. kontrat yaptım. annem 1 yıllık olsun demiş. iyi peki.....ben düzelteceğim,, yeniden kiraya verilip gelir elde edilecek.... içinde bulunduğum şartlar yine aynı... para yok araba yok, işçi yok.... eksik çok... ve bu eksikler erkek işi..... daha önceden turizm ruhsatı olan goldensand kiraya verilip yeni ruhsat çıkartıldığından ,eskisi de geçerli değil.... evet herkes ruhsatsız çalışıyor ama ben bunu da istemiyorum.....önce fizibilite çalışmalarımı yaptım.... belediyeye gittim neler istiyorlar öğrendim...... inanın kız isteyip evlenmek daha kolay :) eksikler ve elzemler listesi çıkardım... önümde internet günlerce notlar aldım.... çok para lazımdı... kredi bulmam lazımdı ve evde oturan bir kadına o kadar  parayı kim neden versindi.....

eğer bir şeyin niyetine girdiyseniz ,, inançlı ve kararlıysanız , önünüze bir sürü gökten zembille inen insanlar çıkıyor... bunları hep işaret alarak hevesimi taze tuttum ve esnaf kooparatife gittim.hemencik anlattığıma bakmayın... benim için en zor şeydir ,gitmek ve istemek.... içimde devrim yaptım devriimmm...!! evi ipotek ederek 50 bin tl kredi verdiler bana.... 300 bin ipotek değeri 50bin elde ki... sonrasında keşfe gittiklerinde dediler zaten bu buranın çerez parası neye yetecek diye.... 3 haftanın her günü hatta günde 3 kere ayvacığa gidip gelmişliğim oldu evrak eksikliğinden... vergi dairesi yeni tapu istedi hoopppp babanı al getir imzalat götür.... bizim yazdığımız kira bedelini kabul etmedi raic bedel istedi... belediyeye gittim tutuşturdu elime eski emlak vergilerini... vergi dairesi yeni sisteme geçmiş sistem kapı numarası istiyomuş,, yol kenarında ki kapısız numarasız yere.... vıcık vıcık ter içindeyim ve arabam olmadığından buradan kimi bulursam onunla gidiyorum... her gün başka insan... yolda bir çoban olsa ve benii görse hergün değişik araba da vay anasını diyecek karı amma da iş yapıyor... hiç bir şey dışarıdan göründüğü gibi değil öyle ya....saçma sapan olan ama bana günde 300 km yaptıran anlat anlat bitmeyecek olan resmi işlemleri hallettim sonunda... paramda çıktı kesintisiyle 45bin mi ne o zaman.......geldim eveeeee... balığım var bir tane adı müstekil.. aldım onu karşıma içimi döktüm bir güzel...yalnızdım ama çok güçlüydüm....yıllarca insan biriktirmenin ve iyi insan kalabilmenin ödüllerini alıyor olmaktan çok mutluydum. bu bana şevk vermişti. herkes benim için bir şeyler yapmaya düşünmeye bulmaya gayret ediyor,, aradığım her şey ansızın ,olmadık yerden karşıma çıkıveriyordu....aslında çok detaylı anlatmam lazım çünkü her biri birer mucizeydiler... eşyalar, insanlar, düşündüğüm şeyi karşımda, kapıda bulmalarım vs...ama bunları şimdi anlatırsam ''yeter ki iste''adlı kitabıma birşey kalmaz :))) şaka şaka :)

gitme vaktiydi... çanakkaleden edinebileceğim bütün ihtiyaçları edindim...tanrı öyle yardım etti ki aslında isim isim teşekkürle anlatmak isterim ama daha memosu açamadan kaç paragraf oldu yazı :))) gittim memosaaaaa..... elektrik yok ama elektrikcide yok!!!!!! kablolar,şalterler, ampuller, bahçe aydınlatmaları ,oda avizeleri, projektörler, dış duvar aydınlatmaları vs hepsi var..... yine tesadüfen karşılaştığım canım arkadaşımın liste yap ben sana perpa dan ayarlayım demesiyle 3 taksitle aldığım malzeme bunlar mucizevi dediklerimden... ama yapacak adam yok!!!!!!!!! işleri varmış...zaten malzeme de benden olduğundan 5bine yaparım diyecek ama kazıklarken kendine de fazla geldiğinden söyleyemiyor bir türlü, yapamam diyor eşşolueşek.... karanlık... elektrik olmadığından su yok... zamanı değerlendirmek istiyorum gündüz bari amele bulayım ortalığı temizlesin diye o da yok.. çam ağacı yıkılmış pürçekleri her yerde ,,,,hasırcı çingeneleri bulmam lazım... telefon bağlatıp ,interneti hazır hale getirmem lazım...işletme ruhsatımın yanında tapdk mı almam lazım.. edremit küçükkuyu ve ayvacık ta çok işlerim var ve ben tek başımayım.kızlar lisede onları evde yalnız bırakıp geldim... kendi kendilerine yiyip içiyorlar.velhasıl günlerce elektrikci bekledim... sonrasında fırtınadan kullanılmaz hale gelen güneş enerjisinin yenisini aldım bu da tesadüfi...... ruhsatıma zaten 30bin gitti...paranın  gerisi de bitmek üzereydi.... sonra veririm demeyi ne zaman öğrenecektim ki ben ??? aileden hiç görmediğim bir şey..... neyse sıra iskeleye geldi... buraya ahşap iskele yakışırdı, o da tamam oldu.... yerden sökülüp bir kenara atılan tahtaların sağlam olanlarını yeniden çaktırdım yerlere olduğu kadar... başka çarem de yoktu... harikadan beklenen harikulade şeyler için daha çok paraya ihtiyaç vardı çünkü...uzatmayayım nihayet elekrikci bulundu, su geldi, güneş enerjisi de olunca sıcak su da oldu..... ben o akşam aldığım duşun keyfini size anlatamam :)... ameleler de gelip bahçenin otunu temizleyince bir nebze adama benzedi ortalık.... eskiciden alıp kaplattığım koltukları ,çay bölümü diye düşünüp aldığım bambu koltukları dizdim, 2. el masa sandalyem de beyaza boyanmış hazırdı.masa örtülerimi yine çok sevdiğim bir dostum hazırlamış doğumgünüm olan 13 hazirana da yetiştirip getirmişti........... zaten içimden 13 hazirana açarım demiştim ama dışımdan söyleyememiştim. çünkü olanca yoklukta kimse benim sezona yetişeceğime ve kazanacağıma inanmıyordu. 20 tanecik şezlong ve 10 tane şemsiyeyle sezona hazırdım artık... 50 bin tl bitmiş 3 aylık dönemde ödenmeyi bekliyor, 10binlik kredi kartım limiti dolmuş ödenmeyi bekliyor, senet sepetle ya da sözle yaptığım diğer 20binlik borc gözlerimden öpüyordu...ve daha bana göre milyon tane eksik vardı.tabelam geldi, bir tatil sitesine üyeliğim oldu, demir kapılı eski tuvaletlere yine mucizevi denilebilecek türden elime geçen lavobolar takıldı..... açıktım artık..... tamda doğumgünüme hedef koymuşken o gün tesadüfen, kapıdan iki cici bici şipşirin arkadaş girdi. ilk müşterilerim.... benim telaşemden çocuk neredeyse zahmet etme abla ben yaparım diyecek türden şeker :) önümüz ramazandı... boş boş maaşını alıp tam arife günü babaannnem öldü diyerek kaçan kalleş ahçı faslından sonra , bana göre öğrenilecek çok şeyin olduğu bir okuldu artık orası..... müdürü ben ama öğrencisi de ben :))

devaammmm edecek..... bu kısa keseyim ,detaya girmeyeyim derken bu kadar uzadı. ben sıkıldığıma göre okuyan hepten sıkılabilir. çünkü kitap değil bu bildiğin blog yazısı.BU KADARCIĞI 5-6 HAFTAYI KAPSIYOR. düşünün ki bir sezon ve bir kış yine bir sezon ve şu anda yaşanmakta olan bir kış daha var :)) ama anlatacağım..... kaldığım yerden beceremezsem ilerlediğim yerden mutlaka beceririrm :)) sevgiler

KALIN SAĞLICAKLA

1 yorum:

  1. Bi çırpıda okudum valla hiç de sıkıcı değil dediğiniz gibi kadın başınıza bu kadar iş başarmak herkesin harcı değil emeklerinizin karşılığını alırsınız inşallah şu koranalı kötü günler geçtiği zaman eserinizi görmek isterim sağlıcakla kalın

    YanıtlaSil

yorum yaz