28 Kasım 2014 Cuma

DELİ KİME DENİR, DELİ DELİ KÜPELİ KİMDİR :))

yıllardır tebessümle karşılamışımdır, çatlak, deli kız gibi tanımlanmamı... sonrasında düşündüm,, beni deli gösteren neydi?? başka bir deyişle, onların deli anlayışı neyi kapsıyordu?? özgürlüğüm mü deli gözüküyordu,,,, kendi kararlarımı veriyor olmam mı, onların ilgilenmediği herhangi bir konuyu konuşmam  ve araştırıyor olmam mı, beklentisiz iyiliklerin içerisinde,  kötülük görsem de iyilikte kalmayı ısrarla seçmem mi.. ''ben bitki değil hayata insan yetiştiriyorum'' cümlesini 15 yıl önce kurup, kendisinden sorumlu, kararlarını verebilen, bana bağımlılıkları olmaksızın ,her türlü ihtiyaçlarını, yalnız başlarına kalma durumunda giderebilen, objektif bakabilen , babasız iki kız çocuğu yetiştirdiğimden mi,, her türlü hayat şartlarında, kimseye tenezzül etmeden, ara, sapa ve basit yolları seçmeden , mücadeleme devam kabiliyetimden mi... bana sorun paylaşmaya gelenleri, önce başka konular üzerinden konuşup, negatif enerjisinden, sıfır noktasına çektikten sonra , üzerine koymaya yönelik hayat felsefemden mi?? benim ve çevremdekilerin, cinsiyetsiz bir biçimde, yardımlaşarak ,güçlü hissetmelerini, bu karşılaşmalardan ,işbirliği ile başarı elde etme yönünü tetiklediğim ve bunu hiç karşılıksız yapabildiğim için mi,, karşıma çıkan hiç bir insanı , maddi anlamda, beklentili ve bir şey isteyerek sevmediğim, olduğu gibi bağrıma bastığım için mi... daha önce de söylediğim, sevgimin diğerleri gibi beslendikce artmadığı , 100 den başladığı için mi...  sadece kalbimin, düşüncemin, ruhumun ,bütün için iyi olduğunu hissettiğim andan beri, iyi kalmayı becerebildiğim, kin ,intikam ve ''gösteririm ben sana''  duygularından yoksun , iyi de kalmayı , gücümü , itibarımı ve yaptırımlarımı kötüye kullanmadığım için mi... kahkaya atmayı, şen durmayı, becerdiğim ve herkese de bunu becertebildiğim içinmi,, huzurlu enerjime,insan katabilip, diğerlerini de huzurda bırakabildiğim için mi... gündüzün stresini geceye taşımamayı, kendimize ayırdığımız vakitlerde kasvet olmaması gerektiğini, neşe ve bilgi, yorum alışverişiyle sohbetler kurabildiğim ,güzel anılı gecelerim olduğu için mi.. fikirlerimi açıkca söyleyebildiğim, duygularımı , günümü, yalansız dolansız ,kamuya açık olanca gerçekliğiyle yaşayabildiğim için mi,,, erkekleri penis boyuyla değerlendirmediğim ,benide onlara vajina olarak göstermediğim ve bu kardeşlik bağını kurabildiğim için mi.... içinde ahlak dışı düşünenleri, kendi varoluşlarında ve döngülerinde bırakabildiğim için mi...????????

o zaman ben herkesi bu deliliğe, yakışır bir biçimde davet ediyorum :) duygu düşünce davranışlarında birbiriyle çelişmeyecek doğruluk ve güzellikte olan her deliyi de çokkk seviyorum :)

SEVGİLERİMLE

HARİKA SAN :)

20 Kasım 2014 Perşembe

İKİNCİ DE(bile) OLAMAYAN SONRAKİ KADINLAR ..:)

insanın, sosyal hayatında tanımış olsa, aslında, çok sevecek olabilmesine karşın, aklında ki adamın yanında veya altında duyduktan sonra ki kadına bakış açısı niye öfkedir...? bu öfkenin yönü ve hedefi doğru mudur..?? hiç tanımadığınız ya da tanımış olsanız çok seveceğiniz bir insana , ilk kadın olarak siz..!! paylaşıyor olmaktan dolayı, öfke duymadığınız halde,.. hele bir de O'nun size öfke beslemesini nasıl algılarsınız?? alışkanlığından olduğu halde, kızmayan  siz ..!, ve size öfke duyan, şu an sizinkinin yanında olan,, hiç bir dialoğunuz olmamışken... hiç aynı ortamda denk gelmemişken , onun kim olduğuna, ne yaptığına, yaşam amacının ne olduğuna dair bir fikriniz yokken... olmadığından dolayı da , onun hakkında iyi ya da kötü hiç bir cümle kurmamışken... nasıl olur da bir şahıs, sizin, o ay ve yılda ki, tüm acılı duygularınızda, (aklınızda ki kişiye, partner olması sebebiyle) ,baş roldeyken,, üstüne üstlük bir de size öfke duysun.....??!! garip değil mi.. hemde çok garip..

benzeşmeyen, bir deneyimim var ikinci kadın olamayan, bu, ara geçişlerden, biriyle.... ama durup dururken kızmaktan değil, annelik duygusu ve bebeklerin, babalarını  telefon ile aramak istemelerinden dolayı , babanın , yaşadığını,  macera değil aşk adlandırdığı 7 aylık bir tanışıklığın, 2 bebeği düşüncesizlik yaparak üzmesinden dolayı....şöyle ki,, boşanma sebebim olan ve kim olduğuna, nasıl göründüğüne dair hiç merak geliştirmediğim , o kadına , kızıyordum ama şahsım adına, kıskanan kadın olmaktan dolayı değil,,, derdim ki içimden..:: '' yahu aşk yaşanabilir, heyecan duyulabilir,, ama iyi insanlar, kendilerini yaşamakla beraber diğer insanlarında neler yaşadığını düşünmelidirler bu kadın 'lütfen çocuklarını bir arar mısın diye hiç mi rica etmez... bu kadar mı tekil'  haydi öbürünün salak ya da sorumsuz olduğunu direkt kabul edelim... ama yaa sennnnn, ya sen be kadın....iç sesin de de mi hiç akıl, fikir ,vicdan yok..?? derdim buydu yani....  kızmamın sebebi, 27 yaşımdayken, küçüğü daha 7 aylıkken ,3 yaşında olan diğerinin babaya telefonla ulaşamama haline duyduğum üzüntüden ibaretti...

ama sonralarında yaş aldıkça fark ettim ki, bende olmayan bu merak, benden sonrakiler de bana karşı var..!! hemde aylarca ve hatta yıllarca bitmeyen cinstten.... allaahh allahhhh benden sonra onu seçen sizsiniz, sonra ayrılık olmuş yada devamlılık devam ediyor... peki amaaa benden istediğiniz ne??? niye bana odaklısınız??? siz de sevecek bir bok bulamadınız da.... ben merkezli düşünmeyi mi arzu ediyorsunuz da, eğer onu sevmekte haklı bir sebebim varsa kendinizi rahat mı hissedeceksiniz?? ,yoksa hala beni unutamadığını, çok değer verdiğini mi düşünüyorsunuz size değer vermedikce.??

tüm bunları bu kadar net yaşarken,siz bu adamın kendine değer vermeyi, öz sevgiyi, bilmediğini bilemediniz mi??? benden ne istersiniz...? bunları benden duysanız iş birlikci mi olacağımızı sanıyorsunuz...??? beni tanımak ya da benden duymakla güç birliği mi edindirmiş oluyorsunuz psikolojinize?? yani ben de onaylarsam dediklerinizi, iyi hissedeceksiniz?? iyi de neden ben ?????

siz bu salak yoldan gittikçe, o şahsın , benim tavrımı , sonrasında algılayıp, takdir edeceği gelmedi mi aklınıza?? benim iyiliğimin ,sabrımın önüne ,sizde ki kötü düşüncelerle, geçemeyeceğinizin farkında değil misiniz??  memenizin  ve vajinanınızın sizi götüreceği yol buraya kadarmış... aslında belki ağır gelebilir ama,,, güya benden kaçarken,,,, bana kavuşacağı anı hayal etmeye başlayıp, sizi bıraktığı duygu.... buraya kadarmış... o her bir kezi ,diğerini unutmak için yaşar,,, bazısına kapılır ta kiiiiii bir dalga onu karaya bırakana kadar da sürüklenir... ama bu kez ne yaşadı ben nereden bilebilirim ....

tek yapmanız gereken ,iyi kalmak dostum..... iyi olur da ,her şeye rağmen ,iyi olarak kalmayı becerebilirseniz bir daha bana kızmaz ve öfkelenmezsiniz, ve beni de, unutursanız iyisinizdir :)

 hiç birinizi tanımıyor , bilmiyor ve merak etmiyorken ben....!!!! ortak paydamız, bu gerizekalıyı seven, salak kadınlar olarak gözüküyorken,  bir de, size  hiçççç   ilişmiyorken,,, (ben)imle ne işiniz olabilir ki  sizin?? :))))

size bir sır vereyim mi??? size yaşattığının, bana yaşattığı ile hiç bir farkı yoktu.....  ve belki de  sizinkinden ,çok daha beter ve itibarsız şekliydi yaşadığım,, öyle ki kendi içimde, bu ilişkiyi, kendime aklayacak  cümlelerim bile yoktu... ve vazgeçtim.... !!  belki yeniden karşılaşabilme ihtimalinde, beraber geçirilebilecek zamanlara karşı ,iyi cümlelerle uğurladım onu herkese karşı kısmında,,, aslaaaalarla başlayan cümlelerim olmadı,,, zira tükürdüğümü yalamak hiç bana göre değildi... bunu öğreneli ve uygulayalı çok olmuştu..sadece ben,,,,... kendi sevgime saygıdan, bunun doğruluğundan emin olduğumdan, kendimi severek , kötülük yapmadan , insanlıkta,tecrübelendirildiklerimle ,yol almayı, iyi kalmayı ve affetmeyi seçerek becerdim kendim de kalmayı... merak sebebiniz bu olabilir mi acaba ???? :).............

o , bir aşk adamı değil, kendini bulmak isteyenlere, kendi değerlerini hatırlatan, bir yol göstericiydi sadece......  görev adamıydı... görevini yapmış olmalı..!!!bunun sonunda ,beni düşünerek kendinizi oyalamak yerine, değerinizi hatırlasanıza.......!!!

farklı olan,düşünen, yapan, akılda kalır........   bellkiii :)))

 SİZE ,KUCAK DOLUSU SEVGİLERİMLE....

HARİKA SAN

17 Kasım 2014 Pazartesi

OSCAR LI KÖTÜ AKTÖR.... 'ŞEY' A dam ...

bazı filmlerde, bazı karakterlere, film içinde, kendi senaryosunu,entrikayla üretme rolu verilmiştir....(katil olacaktır, bunu kendi içinde kurgular ve diğer insanları bunun için kullanıyor olabilir...) oynuyolar... film bu..!!! her aktör ve aktris gibi,,, sadece rollerini oynuyorlar... BİR SEYİRCİ OLARAK, yorum yapıp durma... ''ben olsam bu durum karşısında ne yapardım''    de.. mesajını al (kendine EDİN) ve geç..... yönetmeni rahatsız etmenin , senaristi aramanın bir manası yok....!!! bunu yapıyor musun?? yapmıyorsun..onun film olduğunu biliyorsun çünkü...

 hayat da böyle..... aynısı işte, tanrıyı rahatsız etmenin manası yok.... oynayan, rolünü seven, kötü rolü seçen sensin :) halk konuşuyor ve sen rahatsız oluyor isen... o kötü rolu, muammalı ve çetrefilli rolü seçmeyecektin...  halkı etkilemişsin, öyle güzel becermişsin ki... inanmışlar kötü olduğuna... filmin içine girip,senin öyle olduğuna....iyi rol seçseydin yanaklarından öpeceklerdi, hayranların......ancak sanattan anlayanlar  görebileceklerdi, başarını... ,,,tepkiye ,tepki verme..!!!!  hem seçip , onaylayıp,savunduğun bu senaryoda ,,sitem edip, evrende ses kalabalığı yapma....!!

 bunu niçin yapma biliyor musun?? senin boş konuştuğun anlarda, ben dua ediyor olabilirim..... sesinin tonu öyle yüksek ki,,, ay nasılda ,akıcı anlatıyorsun ki,,, benim (içimdeki masum) sesin bu gürültüde duyulması  için, gece yarılarını bekliyorum ben ... uyuyun ve susun da ,sen ve senin gibiler susup, uysun da, dualarımız duyulsun diye o sessiz vakti bekliyorum... sorumluluk diyorum...duyarlılık, farkındalık....

zamanımı çalmaya hakkın var mı..?? rolünü değil...,,,, gerçeğini anlat, anlamayanlara.. ' haaa  gerçeğin yok mu ???   o zaman rolünü anlat... ama bunlardan biri muhakkak gerçek olsun..... doğru olsun....herkesin inanmaya ihtiyacı var...birinden birini, gerçek yap.... şimdi sor bakalım kendine..... bana gösterdiğin mi gerçek???, içinde YAŞADIĞIN ve (sadece senin bildiğin) akşamlarının hangi kısmı ??.. başkalarına anlattıkların mı??? inkar ettiklerin mi???.... yazdıkların mı???   cevabından utanma söyle söyle..!!! film vizyondan kalkıp, balon şöhretin sönerse ne yapacaksın??... ya dönem adamı,  ya her devrin adamı ol....... ya sadece adam ol...  adamlığa sadelikten başla, öbür basamakta yine seçersin....... ama kötülükte ki başarının itibarı yoktur...!!! KÖTÜ ADAM diye bir ŞEY de vardır...... ŞEY ADAM...

benim de bu senaryomdan, bunca iyi niyete, bunca sevgiye, bunca hoşgörü ve bilince, bir adam çıkamadı yaaa,,, bende  YANARIM YANARIM ONA YANARIM..  bende , onun derdindeyim, sakın üzerine alınma.... benim gibi doğasında, sevgi bakan bir senaristin, bu psikolik kaosta ne işi var....................

sevgilerimle...

HARİKA SAN

11 Kasım 2014 Salı

KURDUĞUN CÜMLE SEN OL..

sen değilsinki O...!  taklit edensin sen ,yaratan değil..kolaya kaçan!!  beğenilen, olmasını istediğin durum ,olduğun durum değil... özeneceğine olsana..!! denesen, senden bir şey yaratmayı, benzeyeceksin, özeniyor ve bunu istiyorsun madem,  sanki o olmuş gibi yapmasana kendini yalandan, yada yapılmışlarından sağlaman olsa ya...  yaptı desinler, denedi desinler, öyle el altından, sinsice değil ama bilinen... avaz avaz olsun cümlelerin.... duysalar ya sesini, sonra anlayabilirler ne dediğini, yüreksiz konfuçyüs....  kimi kandırıyorsun sen ..?? elbette ki kendini.....!! ödevde bile not vermem hoca olsam sana... özenmek, kendine rol model almak başka bir şey, tribünlere oynamak başka.... notu alıp ders geçsen ne olur, felsefen eksikken...  öğrenmeyi ,anlamayı ve bildiklerini kullanmayı seçmiyorsun ,, düşünerek bulmuyorsun ki..!!  senden şak şakcı olur... öyle de kalır.. hırsızlık bu.!! öyle de becerirsin ki, kendi evimde senle karşılaşsam, korkudan evi terkedebilirim.... .. senden korkuldu muydu gerisini sorgulama,,, korkular sevilebilemez....!!! sadece bırakılabilirler...!!! işe bak sen... eskiden yargılar vardı... değerlere bile, değer yargıları demişler,,,  yarım yamalak devam, yalandan,  öyle mi?? e haydi devam et....

evren bumerang, günü savsalamak istiyorsan, savsaklayanlar gelir... o, seni sevsin istiyorsan , önce sevmeyi bileceksin..  sana, nasıl davranılsın istiyorsan, öyle davranacaksın...!!! dürüstce, saklamadan, paylaşarak, izah ederek...sevgi bencil bir duygu değildir.... onunla olmak,,, sen ne istersen onları yapmak değildir... yaptırmak hiç değildir.......... o anlar iki kişiliktir ve mutluluk ortak kararlardadır... nispetle kızdırmak istediğin her kişi,,, seni umursamaz, uzağına gider.. yoksa sen yanına  mı gelsin istiyorsun??? madem  öyle,,, niçin kötülük pervasızlık yapıyorsun??  o sana bunu yapsa, o üzüntünün altından kalkabilecek güçteysen eyvallah devam et , savaş bakalım... gerek var mı?? saygı duyduğun hangi insan ,seni rencide eder?? özen gösterdiğin hangi durum çirkin olabilir??  ondan olsun,, öbürlerinden de olsun diyen bir arsızsan ve asıl çabanda , yanında ki aşk iken , öbürlerine emek varsa.... sen de ötekisi olmaktan başka ne olabilirsin????!!!! bu durumu kadın veya erkek farketmez kim onaylayabilir?? ne istediğini bilmek... kendine sorabilmektir... evet... ' ben ne istiyorum?? bunu neden istiyorum??, eğer böyle istiyorsam ,, o hareket ve davranışları neden yapıyorum'' sorularını doğru cevaplayabilmektir ,kendinle yüzleşmek,, ayna da kendine bakmak... korkaklar için değildir bu sorular..... onlar kendilerine verdikleri doğru cevaplardan tiksindikleri için kaçarlar... koştura koştura kaçıp,, kendileri gibi olan diğer auralarla sinerji yaratıp, bir iğnelik balonlar da yaşarlar..
samimiyet ve dürüstlük erdemdir... erdemli olmak istemek bir seçimdir... kandırmadan, düzeylice...!! bu durum, kişilere itibar getirir.. kimi, neden, istediğini bilmek......... menfaatsizce, neyi neden istediğini bilmek şımarmadan.... ''insan'' kelimesinin içini doldurmaktır farkındalıkla....  seçimin, birilerini üzmekse , üzüleceksin... düşüncelerinle yaratıyorsun bu geri dönüşümü..... anlamıyorsun,cümlelerini olumlamak ,kalbi sevgi dolu insanlarda daha kolay ve mümkündür... kalbinin karanlığına ışık olacak insanları seçeceğine, düğmeyi kapatanları alıyorsan gününe... e kolay gelsin... hhiiççççç sevgi dilenme,,, bu kadar sömürdüğün kalpler , bencilce yaptıkların ve istediklerinle, bunu beceremezsin..!!! sen karşında ki kalbe itina göstermezsen,, onu değerli kılacağına, üzmeyi ve bir sürü fuzuli şeye tercih edildiğini yaşatırsan , sonra dönüp ,yeniden onu istemen niye..?? dalga mı geçiyorsun?? dalgalarda kaybolma lütfen..!!! unutma,, sen kime neyi nasıl yaparsan , başkası da sana aynı şeyi yapacaktır.. haaaa hoş anlarsan tabi..!!!!!
bir gün kendini ,bir durumdan dolayı üzülürken bulursan eğer, lütfen kendine şunu sor.... '' ben bunu daha önce kime yaptım , yaşattım ??? ''  işte o an yaşadığın sorunun cevabı oradadır... atalar, ne ekersen onu biçersin demiş... sevgi ,üstün ırk kavramı gibi kaldı... becerebilene selam olsun
bu dünyada hiç ama hiç kimse, sadece kendini düşünerek, bencilce ,diktatör edasıyla, özünden sevilemez.... kimse insan kullanarak, ve bu olmazsa , öteki yedekte fikriyle,sadakat bekleyemez... yaradılışa aykırı bir durumdur bu.... sistemi kandırıp, çarka yalan söylemek mümkün mü?? ehh bee dürzüüü boşa kürek çekmeler bunlar... hem sana bir şey söyleyeyim mi... küreklerini görüyorum evet de.... kayığın yok oğlum senin... komik olma..!!!! davranışınla onaylamadığın , hissettirmediğin hiç bir sevgi sevgi değildir..!!! kavramları ve duyguları içinde biraz sorgulamak belki bir nebze sana iyi gelir..... enerji vampirlerinin ''BİR TEK SEN..!! '' gibi bir duygu yoğunluğu komple yalandır... çünkü evren, var oluş ve yok oluştan ibarettir... bazı yok oluşlar ise, tamamıyle senin yüzündendir...!! kendine söylemeye korktuklarından dolayı,,,uyuşturduğun beynini uyandırsan iyi olur... içinde maneviyat olmayan hiçbir eylem,, seni gerçek orgazma ulaştırmayacaktır... düşüncelerin ve söylediklerin, yaptıklarınla benzeşmez, örtüşmezse,, sen kocaman bir yalancı ve riyakar olmaktan bir adım öteye gidemeyeceksindir....  aldattığın her an da aldanışın olacaktır... nefs ve nefse hakimiyet dahiyane bir kazanımdır...insan bunu nasıl göz ardı edebilir..??
tüm bu cümleler, o karanlık ,sığ, küflü beynine biraz dürüstlük, sevgi ve yüzleşme katmak içindir... ışık olsun...

haaa ayrıca, bilirsin ki, tüm dediklerim , yaptıklarımdan ibarettir...


SEVGİLERİMLE

HARİKA SAN

5 Kasım 2014 Çarşamba

BİR SİGARA YAKTIM VE Size MEKTUP YAZDIM, SAYIN CUMHURBAŞKANIM....

yahu sevgili cumhurbaşkanım..... vallahi tarihe geçtiniz mi ? geçtiniz, lider misiniz? evet lidersiniz..!! iyisiniz ya da kötüsünüz ammaa lidersiniz... elbette sevenleriniz kadar muhalifleriniz de olacak... ve siz aslında bu ülkeye öyle güzel ayna oldunuz ki....!! siz Atatürk'ün kurduğu ülkede yüzde 51 ile , yıllarca koalisyonla yürütülen, bir başı boşluğu bünyende toplayabilmekle, ansızın, lidersiniz,,boşluğun lideri... halkın ne kadar cahil olduğunu göstermekle bir o kadar daha lidersiniz.....!!! doğu sendromumuzu açığa çıkarıp, onlara(tam da kendilerine) ,seslendirttiğiniz için lidersiniz,,,, belki oraya yapılamayan tüm yatırımsızlıklar, size, yani sizin iktidarınıza, yatırımdı.... uzaya çıkmış bir dünyanın, türkiye için filmini, dümenini, uzun vadede yatırımını halk ne bilsin... haa biz de halkız... aydın denilen kesim belki okur yazar, araştırmacı, aileden teşvikli... haa bunlar, yani biz, şu an, size muhalifiz,,, ama bakış açısı işte,,, hayır demekle olmuyor, isyan çıkarmakla olmuyor,,, doğuya ve güneydoğuya elimiz erişmedi,,, nasılda erişsin biz halkız... televizyonlarda, eğitici, öğretici , teşvik ve yardım edici ne seyrettirildi ki bize?? zaten korkudan, günahtan beslenen ya da ket vurulan zümreler topluluğuz.. bunu hükümetlerden önce, aile ve eğitim sistemi yapıyor, ve yaptı da,,, dedim ya herşey sizin iktidarınzı, hazırlamış, kasımpaşa'da büyümenizi beklemiş gibi sanki...

lakin sevgili cumhurbaşkanım.... sizde ki psikolojiyi çözmüş değilim.... hatta geçmişte, sevgili ayşen gruda'nın size tv lerden ''neden böyle yapıyorsun, seni anlıyorum, gel arkadaşım yapma, konuşalım , anlaşalım '' derken neden bahsettiğini de anlıyorum.... hastalığınıza bağlı ,ilaçların yan etkilerini düşünerek, bayağı bi iyimser düşünen kitle de vardı herhalde o aralar... siz belki kendi varoluşunuz için büyük mücadeleler yaptınız ama siz halkınız için hiçbirşey yapmadınız...!!! yollar yaptınız evet... ama öyle bir yaptınız ki, savaş zamanı, düşmana ''gel rahat rahat ,burdan sız '' der gibi geliyor herşey bize...

 siz öz sevgiyi seçmediniz... siz cahil ,fakir, görmemiş insanlara rüşveti tercih ettiniz...!! siz halkına barışı değil, birbirini kırdırmayı salık verdiniz... diğer yarısı da sizden olabilirdi aslında...ama sonrasında daha da  mı hasta oldunuz bilinmez... uzaylılara mı kafa tutuyorsunuz, halüsinasyonlarınızda onu da anlarım.... biz, siz iyi insan olabilseydiniz ,her şeyi anlar, iyimserleşebilirdik belki...  zatende balık hafızalıyız, iyiliğe ve bizi seven başkanlara, liderlere, müdürlere, vslere de   açız üstelik.....!!!!!

satmayı bırakıp alıma geçseydiniz, herşeyi yabancılara sattınız,,, bu ülke toprağında, bu ülkeye , bu kadar mı yabancıydınız???  termiklerden vazgeçip, doğal enerji kaynaklarını hayata geçirseydiniz, halkınız için birşeyler yapsaydınız.....!!!!! tarım arazilerini kurutmadan, ekolojik dengeyi bozmadan, içinizde  ''ben büyük kitlesel günahlar işliyorum'' fikrini ve yüzleşmesini yapabilseydiniz... .... neydi bu öfke , kin, nasıl bir karmanız vardı, biz nereden bilebiliriz... anlamış olsak ne yapabiliriz....devlet yönetimlerinde, aklımızın ermediği çok şeyler olacaktır elbette... bize anlatıldığı kadarını, iyi niyetten biliriz... biz iyimseriz başkanım ,,biz iyimseriz...

 özendiğiniz, rol model lideriniz kim sizin?? hepsine benzemek olmaz... olabilemez.... şaşırdınız mı sayın başkan ??  zivanadan mı çıktınız??

 size, halk sadece iktidar olmanız için lazımdı.... sizin kendiniz dahil kimseyi sevdiğiniz yok.. yoksa bu kadar bedduayla, toprak kabul etmez insanı... hele sizler gibi , din adı altında, insan sevgisi ve sorumluluğundan yoksun,,, allaha yakın (ve eminim ki allahın kendinden uzak ettiği) bir iktidar, dünya için inandırıcı değil ki... yani çok şeye özeniyorsunuz sayın başkanım...  ama bir tek şeyi es geçiyorsunuz  GERÇEK SEVGİYİ...!!  oyunu aldığınız insanların sizi, özünde sevdiğini mi sanıyorsunuz.. sanmadığınızı ben biliyorum....rüşvet veriyorsunuz, vaad ediyorsunuz .. benim , benden ekmek isteyen bir dilenciye, ''kalk ayağa, elimi ,öp, sonra da benim için şunları şunları yap, sonra  ,al sana 50 kuruş'' demem gibi birşey yaptığınız.. güzel kullanıyorsunuz...

yani sayın cumhurbaşkanım.....,ben o sigarayı yakarımmm.. bu saygısızlık değildir... belki benim gözüm kördür... aşağıdan kim geçer görmem... belki sağırımdır, söyleseler duymam...  o da değil,,,, sağlıklıyım.. ama neden yakarım biliyor musunuz???  ANNEMİN BABAMIN YANINDA DA İÇERİM... KALDI Kİ, SİZİN, BENİ DAHA ÇOK SEVECEKSİNİZ.!!!!!!! İÇMEYECEKSİNİZ ..!!!! gibi bir söyleminiz bu örnekle beraber olamaz..... .. korktuğunuz hangi şeyi sevebilirsiniz ki......?? zaten ben sizden korkmak istemem kiii .... siz kendinizi öncesinden tarih kitaplarına yazdıran adamsınız... ben sizi , iktidarınızı ve çalışma arkadaşlarınızı çok sevmek isterdim sayın cumhurbaşkanım.... halkın refahı, sağlığı , prestiji için azıcık fedakarlığınızı görseydim.... ben size hergün şiir bile yazardım, içim öyle ister, hissederdi..... geri kalan yüzde 50 yi ne yapacaksınız başkanım?? eminim, kontrolden çıkan tilkilerin, düşünceleri ,içeride ses kalabalığı yapıyordur... ama öyle bir hale geldiniz ki... tilkiler sizden kaçtı,,, dünya bizi konuşuyor...sizin döneceğiniz kürkçü dükkanı da yok.... ak sarayınızı taç mahal mi sanıyorsunuz... sevgi diyorum sevgi başkanımmmm...!!!

ama hiçbir sevgi karşılıksız lezzetli değildir.. keşke bizi, halkınızı, görevinizi
 misyonunuzu, kendinizi sevdiğinizden, daha çok sevseydiniz.... biz sonradan görmeleri de severiz... ama sonrasında göremeyenlere yapacak hiçbirşeyimiz yok bizim....  rabbim, allah, tanrı bu ya....... sonunu hazırladığı insanları şaşırtır ya... sizde şaşırdınız sanırım... allah kalbinizi ve ruhunuzu, hepimizinkiyle beraber islah etsin... sevmek güzel şeydir.... siz evlatlarınızı ve eşinizi ve allahınızı, sevseydiniz eminim böyle anılmak istemezdiniz... bir mevkiye gelmek ayrı şey, o mevki de sorumluluklarını kendinin ve bütünün hayrına gerçekleştirmek ayrı bir şeydir..... ama bu dünya da madem iyi ve kötü bir arada... anti bir güçten, iyi bir iktidar da doğabilir.... haaaa enkazı kaldırmak zor olacaktır... ama bizler ara nesil olarak ,o günleri de görmüş olmanın , deneyimini tadarız bel ki...

sembolünüz ampul, yani ışık ama.... edisonun çoktan keşfettiğini , önce karanlığa boğup, sonra, ''aydınlanın işte, biz bulduk'' der gibisiniz..... hani allah sevdiği kuluna önce eşşeğini kaybettirir ,sonra buldururmuş ya....... !! yani biz allahın sevgili kullarıyız başkanım.... sevgili kullarıyız,,,, kaybettiğimiz gibi buluruz biz... eşşekliğin baki olduğu bir toplum var mıdır... varsa da bizim konumuz dışıdır...... umduğumuz ve düşüncede yolladığımız tüm güzel temennilerin başımıza gelmesi dileğiyle....

yine ve her daim, kocaman sevgilerimle

HARİKA SAN